Çimento ne demek?
Çimento terimi telaffuzundan anlaşılacağı üzere eski Latinceden gelen bir kelimedir.
Eski Latincede yontulmuş taş anlamına gelen “caementum” kelimesinden türetilmiştir. Roma İmparatorluğunun aktif olarak kullandığı çimento ile meydana gelen eserlerin sayısı oldukça fazladır. Eski Roma’da ki bu çimentonun (Opus caementicium) yapısal bilgisi maalesef Roma’nın çöküşü ile birlikte yok olmuştur. Doğal olarak yeniden bir icadı gerekmiştir.
Kireç Taşı ve Kil birbirine karışıyor
Eski Roma’da kireç taşının ısıtılmasıyla yapılan ezilmiş volkanik kül karışımından kurumaya ihtiyaç duymayan çimento üretildiği bilenen bir şeydi, bununla ilgili tabiri uygunsa tam reçetesi ise kayıptı.
18.yüzyılda İngiltere’de bir deniz feneri inşası görevini üstlenen dönemin ünlü mühendisi John Smeaton yüksekliği 20 metreyi bulan Eddystone deniz fenerini fırtınalara karşı mukavemetli hale getirmek için fikir geliştirmeliydi. Romalılara ait kayıtlardan faydalanan Smeaton farklı kireç karışımları ve ve ezilmiş kil ile ilgili deneyler yaptı. Deneylerin sonunda halen günümüzde bile sapasağlam duran deniz fenerini başarı ile tamamlamıştır. Smeaton’un bu icadı başkaları tarafından daha ileriye taşınacaktı hatta bu kişi bir duvarcı ustası olan bir zaman sonra yaptığı ürünün patentini bile alacak olan Joseph Aspdin isimli bir Leeds’liydi,
Çimentonun formülü;
“Belirli bir miktar kireç taşı ve kil bir arada ezilip ısıtılarak elde edilen madde, “
Çimentonun patenti alınıyor
1824 yılında Aspdin “Portland Çimentosu” adını verdiği bir çeşit hidrolik çimentonun patentini almıştır. Çimentosuna bu ismi vermesinin nedeni Birleşik Krallığın Manş Denizine kıyısı olan Portland yarımadasında bulunan kireçtaşlarına olan grimsi renk benzerliğidir. Aspidin’in elde ettiği bu madde günümüzde betonun yapılmasından kullanılan metodun hemen hemen aynısı şeklinde hazırlanıyordu, bu çimentoyu asıl ünlü yapan ise 1828 yılında Thames Nehri’nin altındaki tünel inşaatındaki tuğlaların çimento ile kaplanmasıyla bilinir olmasıydı.
Portland çimentosu modern tarzda 1835 yılında Alman Eczacı Ernst Gustav Leube tarafından daha da geliştirilmiştir. Leube eczacı çırağı olarak başladığı iş hayatında önce Almanya’nın daha sonra iç Avrupa’nın en büyük çimento fabrikasının sahibi oldu. Günümüzde bu fabrika Leube Baustoffe adıyla halen ticari faaliyetini sürdürmektedir.
Çimentonun donması
Çimento, en basit anlatımıyla doğal kalker taşı ve kil karışımının yüksek ısıya (1500-1600°C) maruz bırakılması sonrada öğütülmesi ile elde edilen hidrolik bir bağlayıcı malzemedir. Bu şekilde tanımlanması doğru olacaktır. Çimento tanelerinin 5 ile 90 mikron aralığında göz açıklığı olmaktadır, birçok bağlayıcı maddeler gibi çimentoda CaO, MgO gibi alkalin öğeler ve SiO2, AI2O3 ve F2o3 gibi hidrolik öğelerden oluşur. Bağlayıcılık özelliği su ile tepkimeye girmesi ile gerçekleşir, su ile tepkime sonrası hava ile yani oksijenle olan teması onun hamur durumunu terk ederek sertleşmesi ve istenilen hale dönmesi ile sonuçlanır. Katılaşma öncesi süreç bir anda gerçekleşmez aksine yavaş yavaş gerçekleşir, bu katılaşmaya piriz denmektedir, elverişli ortam yağmursuz hava ve 28°C’dir, bu katılaşmanın ilk on dakikası hızlı olur bu sürece yalancı piriz denir. Bir saat geçtikten sonra donma dıştan içe doğru ilerlemeye başlamış olur. Gerçek donma her kullanımda farklılık gösterir, donmanın hızlanması tamamen dış koşulların gelişimine bağlıdır.
Sizinle Çimentonun Tarihi isimli kısa bir tarihi yolculuğu anlatmak istedik, umarım beğenmişsinizdir. 🙂
#çimento #çimentonuntarihi #çimentonunarkasındakibilim #bilim #science #history #tarih #tarihlibilim
@tarihlibilim