Tarihli Bilim, biz kimiz? Bugün bu soruyu cevaplayarak giriş yapmak isteriz.
İnsanlık tarihi başladığı günden bugüne kadar, insanın olduğu her yerde yeni bir şey üretme çabası olmuştur,
Tekerleğin icadı, ateşin yaygın kullanımı, tarımda hayvanlardan araç gereçlerle birlikte kullanım çabası, çok eski zamanlarda,
Sudan, buhardan, rüzgârdan kısacası doğadan faydalanma çabası sonralarında,
Son iki yüzyılda ise artık küreselleşen dünyada tahmin edemeyeceğimiz kadar çok bilgiye ve birikime dayalı yeni bir şeyler üretme çabası gözlemlemekteyiz.
Biz Kimiz?
Tarihli Bilim olarak bizler; Bilime tarih penceresinden, tarihe bilim penceresinden bakmak istiyoruz. Telgraf icat edildiğinde ne kadar muazzam bir keşif gibi duruyordu. Telefonu icat eden Graham Bell işin bu noktalara geleceğini tahmin bile etmemiştir. Öyle ki artık telefonun bile ne kadar geliştiğini gördükçe daha sonrasını sabırsızlıkla bekliyoruz. Özellikle son yüzyıl, televizyon, bilgisayar, internet, GPS, otomobil ve hibrit alanında yaşanan gelişmeler, her zaman daha iyisini bulma arzusunu pekiştiriyor. 1899 yılında ABD Patent Dairesi Başkanı Charles Duell yaptığı bir açıklamada üretme çabası içerisinde olan mucitlere,
“İcat edilecek her şey icat edildi. Boşuna bizi büyük dosyalarınız ve cihazlarınızla oyalamayın”
demişti. Sırf bu tarihten sonra bile ne kadar çok şeyin icat edildiğine hepimiz şahit olmuşuzdur. Az önce kısmen sıraladık ama çok daha fazlasını yaşıyor ve biliyoruz.
Bizim Farkımız Ne?
İnsanoğlu ürettikçe ve zaman akmaya devam ettikçe Tarihli Bilim olarak bizler de bu değişen dünyanın bir parçası olmaya devam edeceğiz. İçerik olarak; benzer dijital içerik üretici sayfalardan, bilim ve tarih ile ilgilenen sayfalardan ve gruplardan temel farkımız öncelikle tarafsız kalmak. Genel, şeffaf, birbirini taklit eden değil, referans bir sayfa olmak.
Bizlerin temel kaynağı da bu sebeple arama motorlarından ziyade sahip olduğumuz kütüphanemiz ve içerisinde var olan eşsiz kitaplarımız.
Günlük yaşamımızda aslında Bilim tarafından kuşatılmış olduğumuzun farkında değilizdir. Zaman akıp gitmeye devam eder, yani Tarih devrededir ve Bilim de bunun içerisinde vardır. Bizler bu bilimi ve tarihi takdir eder veya etmeyiz, fark eder veya fark etmeyiz, umursar veya umursamayız. Değişmeyen şey, her ikisi de varlığına devam eder. 5.000 yıl önce de insan suda uzun süre kaldığında parmaklardan başlayan bir buruşma oluyordu. O zaman da bunun nedeni Osmos prensibiydi, bugün de Osmos prensibi. (Acaba öyle mi?)
Yani bilim o tarihte de vardı, bugün de var. Tat alma reseptörlerimiz geçmişte de vardı, bugün de var, ama artık bunun arkasında ki bilimi bilebiliyoruz.
Veya kimimiz solak, çoğumuz ise değil. Peki neden? Bebekler neden güzel kokar?
Neden terleriz? Arkasında bilim mi var? Havalar soğumaya başlayınca ısının düştüğünü anlamamız için termometreye ihtiyacımız neden oldu? Bu soğuklar parmak uçlarımızı neden daha çok etkiliyor? Ağaçlar yapraklarını neden döker ama bu neden sonbaharda oluyor? Kardeşimizin saçı düz sizinki neden kıvırcık? Bebekler neden güzel kokar? Su şişelerinin kapakları neden farklı renk? Daha sayısız soru geçmişte de vardı, yarında var olacak. Yine bir başka örnek.
Adolf Hitler et yemiyordu, bir vejetaryen mıydı? Bunu bu yüzden mi yapıyordu? Biz bunun arkasında ki bilimi biliyoruz. Et içerdiği demir sebebiyle iyi sindirilemediği takdirde kötü kokan gaz kokusuna sebep oluyordu. Burada enzimler de devreye girer belli ki o da görevini iyi yapmıyordur. Alın size hem tarih hem de bilim.
Biz Tarihli Bilim olarak geçmişin sayfalarında duran tarih ve bilim kokan paylaşımlar ile her zaman baş ucunuzda olacağız.
Tarihli Bilim, biz kimiz? Sorusuna hep birlikte cevap aramaya başlıyoruz.
Hoş bulduk 🙂
@tarihlibilim
Tarihe yön veren Bilim İnsanları
Tarih Bilimi Nedir?
Bilim Tarihi
https://www.tarihlibilim.com/post/osmos-ya-da-kuru-erik-mi-demeli/
https://www.tarihlibilim.com/post/dilin-lezzet-haritasi/
https://www.tarihlibilim.com/post/ucak-pencereleri-neden-kucuktur/