Organ Nakli

Organ nakli, bir insanın yaşamının bitmesi ile başka insanlara umut olmasını sağlayan bazılarımızın halen kabullenmekte zorlandığı, bazılarımızın ise ticarete dönüşmesini hayretle izlediği bir bilimsel gelişmedir.

Bugün bu konuyu diğer makalelerde olduğu gibi kronolojik olarak sunmak istiyoruz.

Organ Nakli

Antik Dönemler

Organ nakli konusu, tıp tarihinde çok eski çağlara dayanır. M.Ö. 4. yüzyılda Hindistan’da, vücut parçalarının yerine geçmesi amacıyla ilk cerrahi girişimler olduğu kaydedilmiştir. Konu hakkında çok fazla güvenilir bilgiler mevcut olmadığı için detaylı paylaşmak istemedik.

Orta Çağ

Orta Çağ’da organ nakli fikri göz ardı edilmedi, ancak cerrahi tekniklerin ve tıbbi bilginin sınırlı olması ayrıca kilisenin ikna edilememesi nedeniyle gerçekleştirilemedi.

20. Yüzyılın İlk Yarısı

Kornea nakli günümüzde bu kadar çok konuşulurken, önemli bir detay aslında birçok organ nakli belki de ilk göz ile başlamıştır.

Kornea nakli artık tüm dünyada en sık ve başarı ile uygulanan doku naklidir. Peki ilk ne zaman yapıldı? İlk başarılı kornea transplantasyonu 1906 yılında Dr. Eduard Zirm tarafından gerçekleştirilmiştir.

1931 yılında Sir Harold Gillies tarafından ilk göz nakli girişimi gerçekleştirildi. Bu cerrahi deney, İngiltere’de bir kadının kısmi görme kaybı yaşaması üzerine gerçekleştirildi. Sir Harold Gillies, kadının sağlıklı gözünden alınan bir doku parçasını, diğer gözündeki hasarlı bölgeye nakletmeye çalıştı. Ancak, ne yazık ki, bu deneme başarılı olmadı ve nakledilen doku reddedildi.

Organ nakli, 20. yüzyılın başlarında gelişen cerrahi teknikler ve ilerleyen tıp bilimi sayesinde yeniden gündeme geldi. Ancak, bağışıklık sisteminin reddi sorunu nedeniyle başarı oranları maalesef düşüktü. 1950’lerin ortasından 1970’lerin başına kadar, bireysel organ nakli hastaneleri ve organ tedarik kuruluşları organ iyileşmesi ve naklinin tüm yönlerini yönetti. Bir organ, donörün bulunduğu yerdeki hastanelerde kullanılamıyorsa, başka yerlerde uygun adayları bulma sistemi yoktu. Pek çok organ, nakil ekiplerinin uyumlu bir alıcıyı zamanında bulamaması nedeniyle kullanılamadı.

İlk Başarılı Organ Nakli

1954 yılında, Dr. Joseph Murray ve ekibi, ikiz kardeşler arasında böbrek nakli gerçekleştirerek organ naklinde bir dönüm noktası yarattı. Bu, bağışıklık sisteminin reddini önleme yöntemlerinin geliştirilmesine kapı araladı.

Yine 1954 yılında Sovyet cerrah Vladimir Demikhov yavru bir köpeğin kafasını yetişkin bir köpeğin omuzuna dikti. Köpeklere has silkinme hareketi ile bu yavru köpekten kurtulmaya çalışsa da zamanla zorunlu bir iş birliği ile devam edecek olan bir hikâye başlamıştı. Yavru köpekte ilk başlarda ısırma alışkanlığından zamanla vazgeçecekti.

Yavru köpek süt içmeye çalıştığında yetişkin köpeğin ensesinden süt akıyor ve kötü bir görüntü ortaya çıkıyordu. Bu tıp dünyasında nakilden çok korkunç bir nakil deneyimi olarak anılacak bir durumdu, birlikte yaşamak zorunda bırakılan bu iki zavallı hayvan altı gün sonra maalesef öldüler.

Bu korkunç deneyim sahibi Demikhov aynı şeyi daha sonra on dokuz defa daha tekrarlamaktan çekinmedi. Bu acı birçok deney bugün organ nakli cerrahisinin gelişmesinde önemli rol oynaması ise tartışmaya açık bir ilerleme olarak kabul görmektedir.

1960‘lı yılların sonlarında karaciğer, kalp ve pankreas nakilleri başarıyla gerçekleştirilirken, ilerleyen yıllarda 1980’lerde akciğer ve bağırsak organ nakli işlemlerine başlandı.

İmmün supresyonun Keşfi

1960’ların sonlarında, immunome suppressive ilaçlar organ nakli başarı oranlarını artırdı. Bu ilaçlar, bağışıklık sisteminin nakledilen organı reddetme riskini azalttı.

1966 İlk eş zamanlı böbrek/pankreas nakli gerçekleştirildi.

1967 İlk başarılı karaciğer nakli gerçekleştirildi.

Gönüllü Bağışçılar

Organ eşleştirme sistemi

1968 yılında, organ nakli uzmanlarına yönelik bir üyelik ve bilimsel organizasyon olarak Güneydoğu Organ Tedarik Vakfı (SEOPF) kuruldu ve İlk başarılı izole pankreas nakli gerçekleştirildi.

1977 yılında SEOPF, “Birleşik Organ Paylaşımı Ağı” olarak adlandırılan ilk bilgisayar tabanlı organ eşleştirme sistemini uygulamaya koydu.

1980’lerin başına kadar organ reddi potansiyeli, gerçekleştirilen nakil sayısını sınırlıyordu. Reddin önlenmesi ve tedavisindeki tıbbi ilerlemeler, daha başarılı nakillere ve talebin artmasına yol açtı.

1981 İlk başarılı kalp-akciğer nakli gerçekleştirildi.

1982 yılında SEOPF, bağışlanan organların yerleştirilmesinde 24 saat yardım sağlamak üzere UNOS Organ Merkezi kuruldu.

1983 İlk başarılı tek akciğer nakli gerçekleştirildi.
İnsan bağışıklık sistemini baskılayarak organ reddini etkili bir şekilde tedavi eden bir dizi ilacın ilki olan siklosporin tanıtıldı.

1984 tarihli Ulusal Organ Nakli Yasası (NOTA), özel sektörde ulusal organ kurtarma ve tahsis sisteminin çerçevesini oluşturdu. Bu sistemin amacı, organ tahsis sürecinin adil ve verimli bir şekilde yürütülmesine yardımcı olmak ve bağışlanan organların tıbbi kriterlere göre adil bir şekilde dağıtılmasını sağlamaktır. Ayrıca 1984 yılında Birleşik Organ Paylaşımı Ağı (UNOS), SEOPF’tan ayrılır ve kâr amacı gütmeyen bir üye kuruluş olur. 1986 yılında UNOS, Organ Tedarik ve Transplantasyon Ağı’nı (OPTN) ve Organ Nakli Alıcılarının Bilimsel Kaydını işletmek için ilk federal sözleşmeyi aldı.

1986 İlk başarılı çift akciğer nakli gerçekleştirildi.

1987 İlk başarılı bağırsak nakli gerçekleştirildi. UNOS, donör ve nakil alıcıları hakkında tıbbi veri toplamaya başladı.

1988 İlk bölünmüş karaciğer nakli gerçekleştirildi.
1989 İlk başarılı canlı donörden karaciğer nakli gerçekleştirildi.

1990 İlk başarılı canlı donörden akciğer nakli gerçekleştirildi.

1992 yılında UNOS, tüm aktif ABD organ nakli hastaneleri için organ nakli hayatta kalma oranlarına ilişkin ilk kapsamlı raporu hazırladı.

1996 yılında UNOS, verileri elektronik olarak toplayan ve kâğıt formların OPTN’ye postalanması adımını ortadan kaldıran yeni bir uygulama olan TIEDI’‘yi yarattı.

1998 Yetişkinden yetişkine ilk başarılı canlı donörden karaciğer nakli gerçekleştirildi.

21. Yüzyıl

2000 ABD Sağlık ve İnsani Hizmetler Bakanlığı, OPTN’nin işleyişine ilişkin Nihai Kuralı yayınladı.

2001 yılında yaşayan organ bağışçılarının toplamı (6.528), ölen organ bağışçılarının sayısını (6.081) aşmıştır. Moleküler biyoloji ve genetik araştırmaları, organ nakli alanında yeni umutlar doğurdu. Uyumlu organları artırma ve reddi minimize etme konusundaki çalışmalar, başarı oranlarını daha da artırdı.

2006 yılında UNOS, organ satın alma koordinatörlerinin yeni bağışlanan organ tekliflerini uyumlu adaylarla nakil hastanelerine gönderdiği güvenli, internet tabanlı bir sistem olan DonorNet’i başlattı.

2014 Vaskülarize kompozit allograftlar (VCA’lar), federal düzenleme (OPTN Nihai Kuralı) ve mevzuat (Ulusal Organ Nakli Yasası) kapsamındaki organ tanımına eklenmiştir. Atama 3 Temmuz 2014’te yürürlüğe girdi.

2017‘de sadece ABD’de ölen bağışçıların sayısı 10.000‘i aştı.

Robotik Cerrahi

Son yıllarda, robotik cerrahi teknolojisinin gelişimi organ nakli operasyonlarını daha güvenli ve etkili hale getirdi. Robotlar, cerrahların daha hassas ve kontrol edilebilir bir şekilde çalışmasına olanak tanıdı.

3D Yazıcı Teknolojisi

Gelecekte organ nakli için umut verici bir alan olan 3D yazıcı teknolojisi, hastanın kendi hücreleri kullanılarak özelleştirilmiş organlar üretebilme potansiyeli sunuyor.

Bugün, organ nakli tıp dünyasında büyük bir başarı hikayesi olarak yerini alıyor. Ancak, organ bekleyenlerin sayısı hala yüksek ve bağış kampanyaları ve farkındalık artırma çabaları devam ediyor. Organ nakli, bilim ve insanlık adına gerçekleştirilen bir mucize olarak, tıp tarihine damgasını vuran önemli bir dönemeçtir.

İlk başarılı Göz Nakli

Kasım 2023 gibi yakın bir tarihte ilk başarılı göz nakli, ABD’de gerçekleştirildi. Geçirdiği bir elektrik kazasının ardından maalesef yüzünün büyük bir kısmını kaybeden Aaron James, gelişen teknoloji sayesinde artık yeni bir yüz ve yeni bir göze sahip. Görme yetisi henüz olmasa da bu nakille beraber bir sonraki gelişmeler için de büyük adım böylece atılmış oldu.

ABD’nin ABD’nin Güney Bölgesi’ndeki eyaletlerden Arkansas eyaletinde yüksek gerilim hattı işçisi olarak çalışan Aaron James, 2021’de geçirdiği bir kaza sonucu 7200 voltluk elektrik teline dokunduğunda maalesef yüzünün büyük bir kısmını kaybetmişti.

Bu olaydan üç yıl sonra James ve geçirdiği ameliyat, tıp tarihine geçti. New York’ta ameliyat olan hasta, 21 saatin ardından neredeyse yeni bir yüze ve göze sahip oldu. Yıllardır kornea nakilleri yapılsa da ilk kez tam göz nakli yapıldı.

Organ Bağışı Nasıl yapılır?

18 yaşını dolduran ve akıl sağlığı yerinde olan herkes organ bağışçısı olabilir. İlk ve önemli olan gönüllülük esasıdır. Gönüllük esasına dayalı olan organ bağışında bağış yapmak isteyen kişilerin il veya ilçe sağlık müdürlüklerine, devlet ve özel hastanelerin organ bağışı koordinatörlerine ya da en yakın sağlık ocaklarına başvurulmaları yeterlidir.

Keyifle okuduğunuzu düşünüyoruz.

@tarihlibilim

#sci #science #bilim #tarih #VladimirDemikhov #organnakli #UNOS #tarihlibilim

https://www.tarihlibilim.com/post/tipta-devrim-anestezinin-tarihi/

https://www.tarihlibilim.com/post/stetoskop/

Öne Çıkan Yazı

Gençleşen Deniz Canlısı

Kök Hücrelerle Görme İmkânı

Küresel çip pazarındaki rekabet hızla artıyor

1 comment

Biyolojik Mucize - Tarihli Bilim Ekim 4, 2024 - 4:56 pm
[…] onarımında yeni tedavi yöntemlerine kapı açtı. Bilim insanları bu mekanizmaları, organ nakli ihtiyacını azaltmak ve rejeneratif tıbbı geliştirmek için kullanmayı […]
Yorum Ekle