Misofoni, belirli seslere karşı anormal derecede hassasiyet ve duygusal tepki ile karakterize edilen bir rahatsızlıktır. Bu sesler genellikle çiğneme, nefes alma, şapırtı gibi insan kaynaklı günlük seslerdir. Mizofoni/Misofoni terimi, Yunanca “miso” (nefret) ve “phone” (ses) kelimelerinden türetilmiştir ve “ses nefreti” anlamına gelir. Modern çağda bu duruma daha fazla dikkat çekilmesine rağmen, insanlar tarih boyunca çeşitli seslere karşı farklı tepkiler geliştirmiştir.
Tarihsel Arka Plan
Bilim insanları misofoniyi görece yeni bir kavram olarak tanımladı. Ancak seslerin insan psikolojisi üzerindeki etkilerini uzun yıllardır incelediler. 19. yüzyılda psikologlar ve nörologlar, bazı insanların belirli seslere karşı neden yoğun duygusal tepkiler verdiğini araştırdı. O dönemde uzmanlar bu durumu “sinirsel hassasiyet” veya “ses tahammülsüzlüğü” olarak adlandırdı.
2000 yılında nörologlar Pawel ve Margaret Jastreboff, misofoniyi ilk kez tanımlayarak literatüre kazandırdı. Çalışmaları sırasında, insanların belirli seslere karşı aşırı ve anormal derecede olumsuz tepkiler verdiğini gözlemlediler. Bu gözlemleri sonucunda, misofoniyi ayrı bir rahatsızlık olarak ele aldılar. Bu kavramı bilim dünyasına kazandırdılar.
Misofoni’nin Nörobiyolojik Temelleri
Misofoninin altında yatan nörobiyolojik mekanizmalar, henüz tam olarak anlaşılmasa da, araştırmalar beynin limbik sistem ve ön lob bölgeleriyle ilgili olabileceğini göstermektedir. Beynin bu kısımları, duygusal tepkiler ve ses işleme ile bağlantılıdır. Misofonisi olan bireylerde, belirli seslere karşı anormal derecede güçlü bir duygusal tepki tetiklenir. Bu tepki, çoğunlukla öfke, kaygı ya da kaçınma isteği şeklinde ortaya çıkar.
Çalışmalar ayrıca misofonisi olan insanların beyninde ses işlemeye yönelik farklılıklar olabileceğini göstermektedir. Örneğin, bazı araştırmalar beynin bu sesleri diğerlerinden daha yüksek bir tehdit olarak algıladığını ve buna uygun olarak duygusal tepkiler verdiğini öne sürüyor.
Misofoni Belirtileri ve Tanı
Misofoni belirtileri, genellikle çocukluk ya da ergenlik döneminde başlar. Belirtiler arasında belirli seslere karşı aşırı öfke, tiksinme, kaygı ve kaçınma davranışları yer alır. Yaygın tetikleyici sesler arasında çiğneme, nefes alma, tıklama, kalemle vurma veya ayak sallama gibi sesler bulunur.
Misofoni tanısı koymak zor olabilir. Çünkü bu durum, birçok psikiyatrik bozukluk ile karıştırılabilir. Bununla birlikte, Jastreboff’lar tarafından önerilen kriterler kullanılarak doğru bir değerlendirme yapılabilir. Bu kriterler, kişinin yalnızca belirli seslere karşı olumsuz tepki verip vermediğini değil, aynı zamanda bu tepkilerin günlük yaşamı ne ölçüde etkilediğini de dikkate alır.
Tedavi Yöntemleri
Misofoni için henüz kesin bir tedavi olmamakla birlikte, semptomları hafifletmek için birkaç yöntem geliştirilmiştir. Bunlar arasında bilişsel davranışçı terapi (BDT), dikkat dağıtma teknikleri, ses terapisi ve stres yönetimi bulunmaktadır. BDT, kişilerin seslere karşı verdikleri tepkileri kontrol altına almalarına yardımcı olabilir. Ses terapisi çevresel sesleri kontrol ederek bireylerin bu seslere karşı duyarlılığını azaltmayı amaçlar.
Bazı insanlar kulaklıkla müzik dinleyerek ya da arka plan sesleri kullanarak bu durumu yönetmeye çalışır. Ayrıca, ses duyarlılığına yönelik bireysel farkındalığın artması da günlük hayatın daha iyi idare edilmesini sağlar.
Misofoni ve Sosyal Yaşam
Misofoni, yalnızca bireylerin kendilerini değil, aynı zamanda çevreleriyle olan ilişkilerini de etkileyebilir. Özellikle aile, iş ve sosyal ortamlarda tetikleyici seslere maruz kalmak, bireylerin bu ortamlardan kaçınmasına veya izole olmasına neden olabilir. Misofonisi olan insanlar, genellikle sosyal toplantılardan, yemek davetlerinden ya da kalabalık yerlerden kaçınma eğiliminde olabilir.
Sonuç ve Gelecekteki Araştırmalar
Misofoni, bilim dünyasında hala yeni bir alandır. Araştırmalar bu durumu daha iyi anlamak için devam etmektedir. Gelecekteki çalışmalar, misofoninin nörobiyolojik temellerini daha net bir şekilde ortaya koyabilir. Daha etkili tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine katkı sağlayabilir.
Misofoninin insan yaşamı üzerindeki etkileri göz önüne alındığında hem bireysel hem de toplumsal düzeyde farkındalığın artması, bu rahatsızlıkla yaşayan kişilerin daha kaliteli bir yaşam sürmelerine olanak tanıyacaktır. Ayrıca bilinçli olarak sıkça kullanılan Mizofoni yerine Misofoni demeyi tercih ettik, bilmenizi istedik. 🙂
Referanslar
- Pawel Jastreboff ve Margaret Jastreboff, Misofoni Üzerine Araştırmalar, 2000.
- “Auditory Processing and Emotional Response in Misophonia,” Journal of Neuroscience, 2015.
- “Cognitive Behavioral Therapy for Misophonia,” Clinical Psychology Review, 2018.
@tarihlibilim