Kasırgaların Gücü hakkında neler biliyoruz? Bugün bu doğa olayı durmak yerinde olacaktır. Önce kasırgalar nasıl oluşur sorusuna cevap bulalım.
Kasırgalar Nasıl Oluşur?
Kasırgalar, sıcak okyanus sularından aldığı enerjiyle oluşan güçlü ve devasa fırtına sistemleridir. Bu hava olaylarının temel kaynağı, okyanus yüzeyindeki sıcak suyun buharlaşarak atmosfere yükselmesidir. Havanın yükselmesi, bulutların oluşmasına ve yoğunlaşma sırasında serbest kalan enerjinin devasa bir girdaba dönüşmesine neden olur. Bu girdap, düşük basınç alanı sayesinde büyüyüp şiddetli bir kasırgaya dönüşür. Yükselen sıcak hava soğuk hava ile karşılaştığında, kasırganın dönüş hızı artar. Artan bu hız çok güçlü rüzgarlar ortaya çıkarır.
Kasırgalar genellikle tropikal bölgelerde görülür. Okyanus sıcaklığının 26.5°C‘nin üzerine çıktığı yerlerde başlar. Bu noktada oluşan fırtına, troposferdeki rüzgar akımları ile birlikte hızla büyür. Öyleki etrafa büyük zarar verebilecek bir hava olayına dönüşür.
Kasırgaların Tahmini ve Şiddeti
Bilim insanları, kasırgaların oluşumunu tespit edebilmek için gelişmiş meteorolojik gözlem araçları ve uydu teknolojilerini kullanırlar. Bu sayede kasırga izleme ve tahminleri genellikle günler öncesinden yapılabilir. Ancak, kasırgaların kesin olarak ne kadar şiddetleneceğini ve hangi yolu takip edeceğini öngörmek her zaman mümkün değildir.
Kasırgaların gücünü ölçmek için kullanılan Saffir-Simpson ölçeği, rüzgar hızlarına göre kasırgaları 1’den 5’e kadar derecelendirir. Bu ölçeğe göre, 1. kategori kasırgalar nispeten hafif rüzgarlarla hasar yaratırken, 5. kategori kasırgalar 250 km/s’den daha hızlı rüzgarlarla felakete yol açabilir. Tahmin sistemlerinin gelişmesiyle birlikte kasırgaların etkilerini hafifletmek mümkün olsa da, bazı kasırgalar insanlık için hala büyük tehdit oluşturmaktadır.
Tarihteki En Büyük Kasırgalar
Kasırgalar, tarih boyunca pek çok yıkıcı olayın baş aktörü olmuştur. 2005 yılında meydana gelen Katrina Kasırgası, Amerika Birleşik Devletleri’nde 1800’den fazla insanın hayatını kaybetmesine ve milyarlarca dolarlık maddi hasara neden olmuştur. Katrina, tarihin en ölümcül kasırgalarından biri olarak kayıtlara geçmiştir. 2017’de Karayipler ve ABD’yi vuran Irma Kasırgası, büyük bir yıkıma sebep olmuştur. Hatta adeta coğrafyanın şeklini değiştirmiştir. Aynı yıl görülen Maria Kasırgası, Porto Riko’yu kasıp kavurarak binlerce kişinin ölümüne yol açmıştır.
Bu büyük felaketler, kasırgaların gücünü ve etkilerini bir kez daha hatırlatmıştır. Kasırgaların yıkıcı doğası, insanları bu felaketlere karşı daha fazla hazırlıklı olmaya zorlamaktadır.
İklim Değişikliği ve Kasırgalar
Son yıllarda, iklim değişikliğinin kasırgalar üzerindeki etkileri giderek daha fazla gündeme gelmektedir. Okyanusların ısınması, kasırgaların oluşum sıklığını ve şiddetini artırmaktadır. Artan su sıcaklığı, kasırgaların daha fazla enerji kazanmasına yol açar. Böyle olması ise daha büyük yıkımlara sebep olur. Bilim insanları, küresel ısınmanın kasırga mevsimlerini uzatabileceğini ve kasırga yoğunluğunu artırabileceğini belirtiyor.
Kasırgaların etkilerini azaltmak için gelişmiş tahmin sistemlerine ve erken uyarı sistemlerine olan ihtiyaç giderek artmaktadır. Bu alandaki gelişmeler, kasırga sonrası can ve mal kaybını en aza indirgemek için hayati önem taşır.
Kasırgalar neden sıklıkla kadın ismi ile anılıyor?
Kasırgaların kadın isimleriyle anılması, ilginç bir tarihsel geçmişe dayanmaktadır. Bu uygulamanın kökeni, 19. yüzyıl denizcilerine kadar uzanır. O dönemde denizciler, okyanusta karşılaştıkları güçlü fırtınalara kadın isimleri verirdi. Bu eğilim, kasırgalar ve tropikal fırtınalar için resmi isimlendirme sistemine dönüşmeden önce kişisel ve gayri resmi bir gelenek olarak sürmüştür.
Ancak, kasırgaların resmen kadın isimleriyle anılması 1950’lerde ABD’de başladı. 1953 yılında Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Hava Durumu Servisi, tropikal fırtınaları ve kasırgaları daha kolay tanımlamak ve takip etmek için kadın isimlerini kullanmaya başladı. Bu kararın ardında yatan nedenler tam olarak bilinmese de, o dönemde kadın isimlerinin fırtınaların doğasını daha iyi yansıttığı düşünülüyordu. Aynı zamanda bu uygulama, kasırgaları daha akılda kalıcı hale getirdi ve iletişimde karışıklığı azalttı.
Bu uygulama yıllarca devam etti, ancak 1970’lerde feminist hareketlerin etkisiyle eleştiriler almaya başladı. Kadın isimlerinin sadece olumsuz doğa olaylarına verilmesi, cinsiyetçi bir yaklaşım olarak görüldü. Bu eleştirilerin ardından, 1979’da erkek isimleri de kasırgalara verilmeye başlandı. O zamandan bu yana, kasırgalar kadın ve erkek isimlerinin sırayla verildiği bir sistemle adlandırılıyor.
Günümüzde kasırgaların isimlendirilmesi, Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) tarafından belirlenen bir listeye dayanır. Bu listede kadın ve erkek isimleri yer alır ve her yıl alfabetik sırayla kullanılır. Bir kasırga özellikle yıkıcı olursa, o ismin listeden çıkarılması ve yerine yeni bir ismin eklenmesi de mümkündür. Örneğin, Katrina Kasırgası (2005) gibi büyük yıkımlara neden olan kasırgaların isimleri bir daha kullanılmaz.
@tarihlibilim
3 comments