Cumartesi, Haziran 29, 2024
Abone Formu
Home » Isaac Newton

Isaac Newton

Isaac Newton

by Serhat AGAYA
0 comment 560 gör

Isaac Newton, İngiltere’nin Woolsthorpe köyünde fakir bir çiftçi ailesinin çocuğu olarak 1642 yılında Noel Günü’nde dünyaya gelmiştir. O dönemde İngiltere, Jülyen takvimini kullanmaktaydı. Ancak 1752 yılında Gregoryen takvimine geçildiğinde, Newton’un doğum günü resmi olarak 4 Ocak 1643 olarak kabul edildi.

Newton, daha sonraları İngiltere’deki Cambridge’de bulunan Trinity College’a kaydoldu. James Gleick, onun “Ne olmak istediğini ya da hangi alanda faaliyet göstermek istediğini bilmiyordu, ancak koyun gütmek, saban sürmek veya tezek arabasını takip etmek değildi”. Üniversitede geçirdiği süre boyunca matematik, optik, fizik ve astronomi konularına büyük ilgi gösterdi.

Newton, Galileo‘nun çalışmaların ilgi duyuyordu, inceledi ve hayranlık duydu. Newton’un bilimsel çalışmaları Galileo’nunkileri derinlemesine etkilemiş ve modern fizikte önemli bir dönüşümü temsil etmiştir.

Mezuniyetinin ardından, kolejde öğretim görevlisi olarak kariyerine başladı ve burada ikinci Lucasian Başkanı olarak atanarak bilim dünyasında saygın bir konuma yükseldi. Günümüzde, Charles Babbage ve Stephen Hawking gibi önemli isimlerin de bu görevde bulunduğu bu unvan, dünyanın en saygın akademik başkanı olarak kabul görmekte.

1689 yılında, Newton üniversiteyi temsilen parlamento üyesi olarak seçildi. Ardından, 1703 yılında hala faaliyet göstermekte olan bilim insanlarından oluşan Royal Society‘nin başkanlığına getirildi. Kraliçe Anne tarafından 1705’te şövalye ilan edilen (Sir unvanı almıştır.) Newton, hayatı boyunca hiç evlenmedi.

Doğal Felsefenin Matematiksel İlkeleri

Newton’un en ünlü eseri, genel olarak “Philosophiae Naturalis Principia Mathematica” yani “Doğal Felsefenin Matematiksel İlkeleri” adıyla bilinen eseridir. Bu eserinde evrenin üç hareket yasasını belirledi.

İlk yasa, nesnelerin dış bir kuvvet tarafından etkilenmediği sürece aynı hızda hareket ettiğini açıklar. Yani, bir nesne üzerine bir kuvvet etki etmedikçe durma eğilimindedir, örneğin, masanın üzerinde duran bir nesne. Benzer şekilde, bir nesne başka bir kuvvetle etkileşime girmediği sürece aynı hızda hareket eder, örneğin, sürtünme kuvveti olmadan.

İkinci hareket yasası, kuvvetlerin nasıl etkileştiğini hesaplamak için kullanılır. Bu yasa, bir kuvvetin zamandaki momentum değişimine eşit olduğunu belirtir. Yani, bir cismin ivmesi, uygulanan kuvvetin büyüklüğüne ve cismi hareket ettirme yeteneğine bağlı olarak değişir. Daha büyük bir kuvvet uygulandığında ivme artar, ancak kütlesi arttığında ve kuvvet sabit kaldığında ivme azalır.

Newton’un üçüncü yasası, her etkileşime eşit ve zıt bir tepki olduğunu belirtir. Bir cisim diğerine bir kuvvet uygularsa, ikinci cisim bu kuvvetle aynı büyüklükte ve ters yönde bir kuvvet uygular. (Newton Beşiği)

Newton, bu yasaları kullanarak evrensel çekim yasasını formüle etti. İki cisim arasındaki çekim kuvvetinin mesafenin karesinin tersi kadar azaldığını buldu. Bu da demektir ki, nesneler birbirinden uzaklaştıkça çekim kuvveti azalır; örneğin, eğer nesneler birbirinden iki kat daha uzaksa, çekim kuvveti yalnızca dörtte bir oranında güçlü olur.

Bu yasalar, bilim adamlarına güneş sistemi içindeki gezegenlerin ve Ay’ın Dünya etrafındaki hareketleri hakkında daha fazla anlayış kazandırmıştır.

İcatları ve keşifleri

Newton-Opticks

Newton, öğrencilik yıllarında veba salgını nedeniyle Trinity College’ın kapanmasıyla karşılaşınca, 18 ay boyunca eğitime ara vermek zorunda kaldı. Bu dönemde, evinde beyaz ışığı prizma kullanarak ayırmaya yönelik optik çalışmalarına devam etti. Bu çalışmaları sonucunda, beyaz ışığın birçok farklı ışın türünün karışımı olduğunu ilk defa ortaya koyan kişi oldu. Newton, ışık ve renk konularında yaptığı çalışmalara odaklandı ve elde ettiği bulguları 1704 yılında “Opticks” dergisinde yayınladı.

Teleskoplarla ilgili sorunlardan rahatsız olan Newton, yansıtıcı teleskopu icat etti. Aynayı taşladı ve tüpü kendi tasarımıyla oluşturdu. Bu ayna tabanlı teleskop, o dönemde kullanılan kırılmalı teleskoplardan daha keskin görüntüler sağlıyordu. Modern teknoloji, mercek kaynaklı sorunları azaltmış olsa da günümüzde James Webb Uzay Teleskobu gibi büyük teleskoplar hala aynaları kullanmaktadır.

Newton, öğrencilik yıllarında dahi çağının en önemli matematik metinlerini inceledi. Ara verdiği dönem boyunca matematik çalışmalarına devam etti ve diferansiyel ve integral hesapların temelini attı. Farklı alanlardaki teknikleri birleştirerek teğetlerin, eğrilerin uzunluklarını bulma gibi konulara yönelik önemli katkılarda bulundu. 1671’de yazdığı “De Methodis Serierum et Fluxionum” adlı eseri yayıncı bulamadı, ancak bu eser matematik dünyasında önemli bir etki bıraktı.

Newton, disiplinler arası bir bilimsel yöntem oluşturarak bilim araştırmalarında bir standart belirledi. Önceki araştırmalar genellikle alanlarına özgüydü, ancak Newton’un katkıları, günümüzde hala kullanılan deneylerin belirli bir formatını oluşturdu.

Principia adlı eserinde Newton, kuyruklu yıldız kuyruklarının Dünya’nın yerçekimsel çekimine nasıl çekildiğini açıklar ve “havamızın en ince ve kullanışlı kısmı ile birlikte gezegenin sıvı hareketlerini mümkün kılar ve her şeyin yaşamını sürdürmek için çok sayıda bileşene ihtiyaç duyulduğunu” ifade eder. Ancak, Newton’un bazı düşünceleri o dönem için devrim niteliğindeydi, ancak diğerleri o kadar radikal değildi.

Newton elması

Bilinen bir efsane, Isaac Newton’un bahçesindeki bir ağaçtan düşen bir elmanın, özellikle yerçekimi kavramını anlamasına vesile olduğunu anlatır. Ancak bu olayın gerçekliği kesin olarak bilinmemektedir. Eğer böyle bir olay yaşandıysa, tarihçiler bunun Newton’un düşünsel gelişiminde belirleyici bir etken olup olmadığı konusunda şüpheci yaklaşımlar sergilemektedir. Efsaneye göre, Newton, Cambridge’deki veba salgını nedeniyle kısa bir süreliğine Woolsthorpe’daki aile çiftliğine döndü. Çiftlikte meyve bahçesinde otururken ağaçlardan birinden düşen bir elma (bazı versiyonlara göre elma, Newton’un kafasına çarptı, üzerine düşen kuvvetleri düşünmeye başladı ve bu olay, yerçekimini araştırmaya yönlendirdi.

Bu hikâyenin popülerleşmesinde etkili olan faktörlerden biri, Newton’un bu anekdotu kendi anlatısı aracılığıyla paylaşmasıdır. Ancak Cambridge Üniversitesi’nden bilim tarihçisi Patricia Fara, “Newton’s Apple” kitabının bir bölümünde şöyle yazmıştı: “Newton, yaşamının sonuna doğru elma anekdotunu yaklaşık dört kez anlattı, ancak bu anekdot ancak on dokuzuncu yüzyılda iyice tanındı.”

Bilime Kattıkları

Isaac Newton, bilime birçok önemli katkıda bulunmuş ve bilim dünyasına çeşitli alanlarda önemli ilerlemeler kazandırmıştır. İşte Newton’un bilime katkılarından bazıları:

  1. Evrensel Çekim Yasası: Newton, ünlü “Principia Mathematica” adlı eserinde evrensel çekim yasasını formüle etti. Bu yasa, iki kütle arasındaki çekim kuvvetini açıklar ve gezegenlerin, yıldızların ve diğer gökcisimlerinin hareketini anlamamıza olanak tanır.
  2. Hareket Yasaları: Newton, cisimlerin hareketiyle ilgili üç temel yasayı ortaya koydu. Bu yasalar, bir cismin durumu değişmediği sürece hareket etmeye devam edeceği, bir kuvvet uygulandığında cismin ivmesinin değişeceği ve her harekete karşı eşit ve zıt bir tepkinin olduğu temel prensipleri içerir.
  3. Optik: Newton, beyaz ışığın prizma tarafından ayrılması ve renk spektrumunun oluşturulması konusunda önemli deneyler yaparak optik alanında önemli katkılarda bulundu. Ayrıca, teleskoplar ve mikroskoplar üzerine yaptığı çalışmalarla optik alanında önemli gelişmelere öncülük etti.
  4. Matematiksel Metotlar ve Hesaplamalar: Newton, diferansiyel ve integral hesaplamaların temelini attı. Bu, matematiksel analizin gelişiminde kritik bir adımdı ve birçok fiziksel ve mühendislik probleminin çözümü için temel araçlar sağladı.
  5. Teleskop Geliştirmeleri: Newton, yansıtıcı teleskopu icat ederek teleskop teknolojisine katkıda bulundu. Bu teleskop, daha net ve büyütülmüş görüntüler sağlayarak gözlem alanında önemli bir ilerlemeydi.
  6. Bilimsel Yöntemin Gelişimi: Newton, bilimsel yöntemin disiplinli kullanımını benimsedi. Deneyler ve gözlemlere dayalı olarak kuramsal çerçeveyi geliştirme, hipotezlerin test edilmesi ve sonuçların matematiksel olarak formüle edilmesi konularında yaptığı çalışmalar, bilimsel yöntemin evrimine katkıda bulundu.

Bu katkılar, Newton’u modern fizik ve matematiğin kurucu figürlerinden biri yapmıştır. Onun çalışmaları, bilim dünyasında bir devrim yaratmış ve Newton’un prensipleri hala temel fizik ve matematik derslerinde öğretilmektedir.

Vefatı

Newton, 1727’de 84 yaşında uykusunda vefat etti. Ölüm nedeni kesin olarak bilinmemekle birlikte, Kraliyet Cemiyeti tarafından 1979’da yayınlanan bir araştırma, cıva zehirlenmesinin Newton’un fiziksel ve zihinsel sağlığının bozulmasına katkıda bulunmuş olabileceğini öne sürmektedir. Cesedi mezardan çıkarıldığında, büyük miktarda cıva bulundu. Bu durumun, Newton’un muhtemelen simyayla ilgili çalışmalarından kaynaklandığı düşünülmektedir.

Newton’un hayatı boyunca çeşitli deneyler yaptığı bilinmektedir. Özellikle, cıva ve bakır gibi temel metalleri, altın ve gümüş gibi değerli metaller haline getirmeye yönelik çalışmalar gerçekleştirmiştir. Bu deneyler, dönemin bilim anlayışına ve simya konusundaki ilgisine işaret etmektedir.

Newton’un ölümünden sonra, naaşı daha dikkat çekici bir konuma taşındı ve Westminster Abbey’de yer aldı. Beyaz ve gri mermerden yapılan anıt, Abbey’in koro ekranının nefinde yer almakta olup, Newton’un çalışmalarını yansıtan teleskoplar gibi çeşitli aletleri kullanan çocuk heykelleriyle çevrelenmiştir. Anıtın üzerindeki orijinal Latince yazıt şu ifadeleri içermektedir:

Burada, neredeyse ilahi bir zihin gücü ve kendine özgü matematiksel ilkelerle gezegenlerin gidişatını ve şekillerini, kuyruklu yıldızların yollarını, denizin gelgitlerini, güneş ışınlarındaki farklılıkları keşfeden Şövalye Isaac Newton gömülüdür. Işığı ve daha önce hiçbir bilim adamının hayal etmediği şekilde, bu şekilde üretilen renklerin özelliklerini... Çalışkan, bilge ve sadık, doğayı, antik çağları ve kutsal yazıları açıklarken, felsefesiyle güçlü ve iyi Tanrı'nın görkemini doğruladı. , ve İncil'in sadeliğini tavırlarıyla ifade etti. İnsan ırkının bu kadar büyük bir süsü var diye ölümlüler sevinir! 25 Aralık 1642'de doğdu ve 20 Mart 1726'da öldü.

Daha fazla bilgi almak için aşağıda yer alan linki tıklayabilirsiniz.

https://www.britannica.com/biography/Isaac-Newton

Keyifle okuduğunuzu düşünüyoruz. 🙂

@tarihlibilim

https://www.tarihlibilim.com/post/tycho-brahe/

https://www.tarihlibilim.com/post/kopernik/

https://www.tarihlibilim.com/post/halley-kuyruklu-yildizi-uzayin-danscisi/

Hoşunuza gidebilecek yazılar

Leave a Comment

Reklam Engelleyici Fark Edildi

Lütfen reklam engelleyiciyi kapatınız