Cumartesi, Haziran 29, 2024
Abone Formu
Home » İlk Osmanlı Robotu “Alâmet”

İlk Osmanlı Robotu “Alâmet”

İlk Osmanlı Robotu "Alâmet"

by Serhat AGAYA
0 comment 102 gör

Alamet, 1889 yılında Osmanlı İmparatorluğu tarafından yapılmış bir robottur. Sultan II. Abdülhamid döneminde Osmanlı Sarayı’ndan Japonya İmparatoru’na hediye edilmiştir. Alamet’in tasarımı insan formuna benzemekte olup, robot neredeyse insan boyutundadır. İlk Osmanlı Robotu “Alâmet” makalemiz başlıyor…

Ezan sesini (İslami ezan) söyleyebilen bir ses oynatıcısına sahiptir. Alamet, saat yönünde bir dizi belirli eylemi gerçekleştirebilir: yarım metre yürümek, silahını hazırlamak, rükû etmek, ayağa kalkmak, uzanmak ve başladığı yere dönmek.

Tasarım ve İşlevsellik

Alamet’in tasarımı ve işlevselliği, dönemin Osmanlı mühendislik dehasını gözler önüne serer. Sultan II. Abdülhamid, dünyada ezan okuyan ilk saati yaptırmak amacıyla bu projeyi başlattı. Sultan, bu olağanüstü hediyeyi Japonya’ya göndererek Osmanlı İmparatorluğu’nun teknolojik ilerlemesini ve dostluğunu göstermek istedi.

İlk Robot “Alamet”

1889 yılında, Sultan Abdülhamid Han, ünlü saat ustası Musa Dede‘yi çağırdı. Sultan, Musa Dede’ye “mükemmel bir ekip toplayıp benzersiz bir teknolojik saat yapmasını” emretti. Musa Dede, yedi kişilik bir ekip kurarak çalışmalara başladı. Derviş Dede, bu ekibin en önemli üyelerinden biriydi ve projeye önemli katkılarda bulundu.

Derviş Dede, saatin her saat başı kollarını açarak ezan okuyan bir semazen şeklinde olması fikrini ortaya attı. Bu öneri, Sultan Abdülhamid Han tarafından büyük bir ilgiyle karşılandı. Sultan, saatin ezan okuması gerektiğini vurgulayarak projeye son şeklini verdi.

Musa Dede ve ekibi, Sultan’ın talimatlarını yerine getirerek, insan boyutunda ve semazen formunda bir robot tasarladı. Robot, her saat başı dönen kollarıyla birlikte ezan okuyabilen bir ses mekanizmasına sahipti. Bu özellik, Alamet’i dünyanın ilk ezan okuyan saati yaparak benzersiz kıldı.

Sultan Abdülhamid Han, bu eşsiz teknolojik harikayı Japonya’ya göndererek, iki ülke arasındaki diplomatik ve kültürel bağları güçlendirdi. Japonlar, bu gelişmiş teknolojiyi inceledikçe, kendi robot teknolojilerini geliştirmede ilham aldılar. Alamet, Osmanlı mühendisliğinin ve Sultan II. Abdülhamid’in ileri görüşlülüğünün somut bir örneği olarak tarihe geçti.

Diplomasinin Bir Aracı Olarak Alamet

1887 yılında, Japonya İmparatoru’nun akrabası Prens Komatsu, savaş gemisiyle İstanbul’a geldi. Prens Komatsu, Sultan II. Abdülhamid’e çeşitli değerli hediyeler takdim etti ve padişahla önemli görüşmeler gerçekleştirdi. Bu ziyaret, Osmanlı İmparatorluğu ile Japonya arasında yeni diplomatik ilişkilerin kurulmasına vesile oldu.

1889 yılında Japonya İmparatoru Meiji, Osmanlı İmparatorluğu’na özel bir elçi gönderdi. Japon elçi, İmparator Meiji’nin Abdülhamid Han’a yazdığı kişisel bir mektubu da beraberinde getirdi. İmparator Meiji, mektubunda Abdülhamid Han’dan İslam, bilim, teknolojik yenilikler ve finansal sistem konularında bilgi talep etti. Bu istek, iki ülke arasında bilgi ve teknoloji alışverişinin başlaması açısından önemli bir adımdı.

Japonya İmparatoru Meiji

Abdülhamid Han, Japonya İmparatoru’nun taleplerini büyük bir ciddiyetle ele aldı. Bu konuda danışmak üzere, dönemin Şeyhülislamı Cemaleddin Efendi ile bir araya geldi. Şeyhülislam, İmparator Meiji’nin taleplerine uygun cevaplar hazırlamak için gerekli çalışmaları başlattı.

Sultan Abdülhamid Han, Japonya’ya gönderilecek elçilerin hediyelerle donatılmasını emretti. Elçiler, Japonya İmparatoru’na Kur’an-ı Kerim’in yanı sıra, Osmanlı sanat ve kültürünü yansıtan çeşitli değerli hediyeler sundu. Bu hediyeler arasında en dikkat çekeni ise “Alamet” adlı ezan okuyan robot oldu.

Alamet, Osmanlı İmparatorluğu’nun ileri teknoloji ve sanatını temsil eden bir armağan olarak, Japonya ile olan ilişkilerin güçlenmesine büyük katkı sağladı. Sultan Abdülhamid Han, bu hediye ile Japonya’ya dostluk mesajı gönderdi ve iki ülke arasında güçlü bir bağ kurdu. Japonya’ya gönderilen elçiler, Osmanlı İmparatorluğu’nun kültürel ve teknolojik birikimini Japon yetkililere aktardı. Bu süreç, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin daha da derinleşmesine neden oldu.

Alamet’in Japonya Yolculuğu

Alamet, Ertuğrul Fırkateyni ile Japonya’ya gönderildi. Geminin komutanı Albay Osman Bey ve yardımcısı Yarbay Ali Bey, bu önemli görevi üstlendi. Temmuz 1889’da İstanbul’dan yola çıkan gemi, yaklaşık bir yıl süren zorlu bir yolculuğun ardından, 7 Haziran 1890‘da Japonya’nın Yokohama limanına ulaştı. Japon Hanedanlığı, Osmanlı heyetini görkemli bir törenle karşıladı. Bu törende, Osmanlı elçileri Sultan Abdülhamid Han’ın hediyelerini Japon İmparatoru Meiji’ye takdim etti.

Japon elçisi, İstanbul’a döndüğünde, Sultan Abdülhamid Han’a Japonya İmparatoru’nun en yüksek onur nişanı olan Büyük Krizantem Madalyası‘nı sundu. Aynı zamanda, Osmanlı İmparatorluğu da Japonya İmparatoru’na Osmanlı Madalyası takdim etti. Ancak, ezan okuyan robot Alamet’in adı resmî belgelerde geçmedi. Osmanlıca “Alamet” kelimesinin “madalya” anlamına gelmesi, robotun adının belgelerde kasıtlı olarak gizlenmesine neden oldu.

Cezeri ve Osmanlı Robotik Mirası

Alamet’in tasarımı ve işlevselliği, Osmanlı mühendislik geleneğinin bir yansımasıdır. Bu gelenek, 12. yüzyılda yaşamış olan ünlü Müslüman mühendis ve mucit Cezeri‘ye dayanır. Cezeri, robotik ve mekanik cihazlar konusundaki çalışmalarıyla tanınır ve birçok buluşu ile tarihe geçmiştir. Sultan II. Abdülhamid, Cezeri’nin mirasını devam ettirerek, Osmanlı’nın teknolojik kapasitesini dünyaya göstermek istemiştir. Alamet, bu vizyonun somut bir örneğidir.

Sonuç olarak

Alamet, Osmanlı İmparatorluğu ve Japonya arasındaki diplomatik ve teknolojik ilişkilerin önemli bir sembolü olarak tarihe geçmiştir. Sultan II. Abdülhamid’in talimatları doğrultusunda yapılan bu robot hem teknolojik hem de kültürel paylaşımın bir ürünü olarak dikkat çeker. Japonya’ya gönderilen bu hediyenin, Japon teknolojisi üzerinde büyük bir etkisi olmuştur. Alamet’in gizemli hikayesi, Osmanlı ve Japon arşivlerinde saklı kalmış birçok detayı aydınlatmaktadır. Sultan Abdülhamid Han, bu robotla birlikte Osmanlı’nın bilim ve teknoloji alanındaki ileri düzeyini dünyaya tanıtmıştır.

Alamet, Cezeri’nin çalışmalarından ilham alarak yapılan ve dönemin ileri teknolojisini yansıtan bir mühendislik harikasıdır. Sultan Abdülhamid Han’ın vizyoner yaklaşımı sayesinde, Osmanlı İmparatorluğu, bu robotla birlikte hem kendi bilimsel mirasını onurlandırmış hem de uluslararası diplomatik ilişkilerini güçlendirmiştir. Alamet, dünyada ezan okuyan ilk robot olarak tarihe geçmiş ve Osmanlı’nın mühendislik dehasının bir sembolü olmuştur. İlk Osmanlı Robotu “Alâmet” makalemiz burada bitiyor. Beğendiğinizi umuyoruz. 🙂

@tarihlibilim

Hoşunuza gidebilecek yazılar

Leave a Comment

Reklam Engelleyici Fark Edildi

Lütfen reklam engelleyiciyi kapatınız