Perşembe, Kasım 21, 2024
Abone Formu
Home » Galileo Galilei

Galileo Galilei

Galileo Galilei

by Serhat AGAYA
6 comments 1,2K gör

Galileo Galilei, Bugün, evren, uzay, uzak gezegenler, teleskop gibi gök yüzüne bakıp gülümsediğimiz zaman aklımıza gelen ilk isimlerin başında gelen kişi Galileo Galilei’den bir başkası değildir. O büyüteç benzeri bir nesne ile evreni gözlemlemek istemeseydi belki birçok şeyi çok daha geç öğrenecektik. Bugün Galileo ile birlikte yine geçmişe tarihsel bir bilimsel yolculuk yapacağız.

<yoastmark class=

İlk Yıllar

Galileo Galilei 15 Şubat 1564 yılında İtalya sınırları içerisinde yer alan Toskana bölgesindeki Pisa şehrinde dönemin tanınmış önemli müzisyenlerinden Vincenzo Galilei’nin oğlu olarak dünyaya geldi. Baba Vincenzo Galilei geçimini matematik ve müzik dersi vererek sağlayan birisiydi. Galileo’dan sonra dünyaya gelen üç kardeşi ile birlikte ailenin geçim sıkıntısı çekmesine neden olmuştur, bu yeni aile üyeleri ailenin ekonomik durumunu iyice olumsuz etkilemiştir. Ülkenin kuzeybatısında yer alan Pisa’dan daha içlere 90 km kadar doğuda yer alan Floransa’ya bu sebeple taşınmak zorunda kalmışlardır. Küçük Galileo ilk başlarda teyzenin yanında kalarak ailesine eşlik etmese de daha sonra ailesinin yanına gelerek Floransa’da ilk temel eğitimini almaya başlamıştır. Latin dili ve edebiyatı öğrenerek, resim yapmayı ve Lavta çalmayı da yine bu yıllarda öğrenen Galileo, küçük yaşlarda bile ne kadar yetenekli ve el beceresi olsun, sanatsal konularda olsun kendini geliştirmeye yatkın birisi olduğunu çevresine göstermeyi başarmıştır. Belki de en büyük avantajı yeteneklerini geliştirmeye uygun bir ortamda büyümesi olmuş olabilir. Baba Galilei oğlunun bol kazançlı bir istikbali olmasını çok istediği için tıp eğitimi almasını ve ileride doktor olmasını çok istiyordu, bu sebeple oğlunu Pisa Üniversitesi tıp programına kayıt ettirdi.

Üniversite Yılları

O yıllarda üniversitelerde Din, Bilim, Hukuk ve Tıp olarak dört ana daldan biri seçilmek zorundaydı. Ayrıca bu dört ana dalı seçmiş olan her öğrencinin felsefe dersi okuma zorunluluğu da vardı. Felsefe dersleri bugün okullarda okutulan felsefe derslerinden çok farklıydı, içinde kimya, fizik ve biyoloji gibi dersleri de içeriyordu. Tıp öğrencisi olan Galileo’nun ilgisini bu felsefe dersleri daha çok çekmiştir. Aristotelesçi bilim anlayışı o dönemin hâkim görüşüydü ve Galileo daha o yıllarda bunu fark etmiş ve sorgulamaya erken sayılabilecek bir yaş sayılacak 17 yaşında başlamıştır. Aristoteles düşünüşü bilimin temeli kabul edilip okullarda müfredatın temelini oluştururken sorgulanması öğretmenlerinin de dikkatini çekecekti.

Aristoteles’in söylemiş olduğu bilimsel yöntemde sadece tümevarım ve tümdengelim olarak iki aracın kabul görmeyeceğini, bu iki akıl yürütme modeli neticesinde elde edilecek olan sonuçların niteliksel kalacağını ve matematiksel olarak yeterli olmayacağını öne sürmüştür.

Galileo bilim ile ilgili temelin iyi bir gözlem olduğunu savunmuştur. Gözlem, ölçme ve deney, Galileo sonrası bilimin temelleri olarak kabul edilmeye başlanacaktı. Aslında bir tıp öğrencisi olmasına karşın, zamanla tıp hakkında hiçbir ilgisi olmadığını ve tıp okumaması gerektiğini fark etmesi, onu babasının gözünde değersizlik hissi ile mücadeleye itmişti. Okulda çok sevdiği geometri üzerine bir konferansta ilgilenmesi gerekenin matematik ve geometri olduğuna kanaat getirmişti. Tam bu dönemde iyi bir matematikçi olan Ostillo Ricci ile tanışmıştı. Ricci onda ki matematik eğilimi keşfedince işler dahada kolaylaşmıştı. Oğlunu ziyarete gelen baba Galilei, Ricci ile görüştüğü sırada Galileo şaşkınlıkla yanlarına gider ve Ricci’nin sözleriyle karşılaşır.

Galileo tıp değil, matematik ve geometri okumalı.

Tıp değil matematik

Baba Vincenzo Galilei oğlunun daha fazla gelir elde edebileceği tıp okuyup doktor olmasını istemesi işleri biraz zora soksa da Ricci’nin söylemleri ile iş tatlıya bağlanmıştı. Böylece Ricci’den matematik ve geometri dersleri görmeye başlamış ve arzularının peşinden koşmaya Toskana’da başlamıştır. Archimedes hayranı ve Aristoteles fikirleri ile mücadele ederek geçirdiği yıllarda en büyük desteği yine hocası olan Ricci’den görmüştür.

Aristoteles düşmanı olarak görülmeye başlandığında ise 1585’te okuldan kovulmuştur.

Pes etmeye hiç yatkın olmayan genç Galileo 1586’da hidrostatik teraziyi keşfederek İtalya’da bilinen bir bilim insanı olarak adını duyurmayı başarmıştır. Matematik ile ilgili üniversitelerde ders verme hayaliyle birçok okula başvuru yapsa da 1588 yılına gelindiğinde aldığı ret cevabı sayısı beş olmuştur. Evet, beş okuldan ret cevabı almış olmasına rağmen Galileo’nun pes etmeye hiç niyeti yoktu.

1592 yılında daha önce ret cevabı aldığı tüm diğer üniversitelerden çok daha büyük olan Padova Üniversitesinden gelen talep ile burada ders vermeye başlamıştır. Zamanla Matematik ve Geometri yanı sıra gök bilimi ile de ilgilenmeye başlayınca hayatımın en iyi on sekiz yılını geçirdiğim yer dediği Padova Üniversitesinde Gök Bilimi dersleri de vermeye başlamıştı. Kazancı her geçen yıl artmış ve kazancının büyük bir kısmını ailesi için kullanmayı ihmal etmemiştir.

Kopernik Etkisi

Galileo okyanuslarda meydana gelen gel-git hakkında dünyanın sallanması ile ilgili bir durum olduğunu düşünüyordu. Dünyanın kendi ekseni olduğu ve güneşin etrafında döndüğü fikri henüz bilinmese de o, Nikola Kopernik‘in fikirlerinden etkilenerek bu düşünceye sahipti. 1543 yılında Kopernik Kuramını yayınlamış ve dönemin bilim dünyasını sarsmıştı. Öyle ki gezegenler için kabul gören Aristoteles’in kozmolojisiydi. Burada temel kuram şöyleydi

Aristoteles Kuramı; Merkezde Dünya, Ay, Güneş ve diğer gezegenler dünyanın etrafında dönüyor.

Kopernik ise dünyayı da bir gezegen olarak sayıyor ve Venüs ile Mars arasında bir gezegen olarak konumluyordu, Ay ise dünya etrafında dönen tek gezegendi. Galileo bu kuram üzerinde durmak yerine adeta bunu rafa kaldırmış ta ki 1602 yılında tekrar incelemelerini arttırana kadar. Pisa şehrindeyken bir kenara bıraktığı çalışmalarını tekrar ele aldı. O yıl çeşitli hareketleri deneyler yaparak tekrar incelemeye başladı. O cisimlerin hareketlerini ölçebildiği mesafe ve süreler ile modellemeyi seviyordu, bu kullandığı modelleme bugüne kadar gökbilimi ile ilgilenen her bilim insanının işlerini kolaylaştırmıştır. Oluşturduğu modeller matematiksel ve anlaşılırdı.

O yaptığı ölçümlemeler sonucunda pek çok ilginç ve bir o kadarda önemli sayısal bağlantıları fark etmiştir. Ortası oluk bir topun, hafif eğimli bir düzlemden aşağı doğru yuvarlanmaya başladığı andan itibaren geçen sürenin karesiyle orantısını keşfetmişti. Top 0,2 saniyede 4 cm yol kat ediyorsa, 0,5 saniyede 25 cm yol almalıydı, öylede oluyordu. Deney ve gözlem için harika bir örnek.

Astronomiye kattıkları

Onlarca yıl öncesinde Polonyalı astronom Nikola Kopernik dünyanın güneş etrafında döndüğüne dair bir teori geliştirmişti. Galileo Galilei, Kopernik’in gök cisimleri hareketleri teorisini inceleyip destekleyen kanıtlar buldu. Astronomi alanında önemli keşiflere imza atarak, gezegenlerin Güneş etrafında döndüğünü kanıtladı ve ayrıca Güneş ve Ay’ın da diğer gezegenler gibi bir yörüngede döndüğünü keşfetti. Bu keşifleri, yaptığı deneyler ve gözlemlerle sağlam bir temele dayanıyordu ve astronomide önemli bir ilerleme kaydetmesine katkı sağladı.

Galileo, basit bir keşif gibi duran teleskop benzeri icadı, göklere bakmak için kullanan ilk bilim insanıdır. O 1623 yılında teleskopun keşfi hakkında şunları yazmıştır.

“…teleskopun ilk kâşifi bir rastlantı sonucu biri içbükey, diğeri dışbükey şeklindeki iki mercekle uğraşırken onları gözünden farklı mesafelerde tutarak beklenmeyen sonucu gören ve kaydeden bait ve sıradan bir cam ustasıdır ve bu olay aletin temelini oluşturmuştur”

Galileo ayrıca, gözlemlenen hareketlerin matematiksel olarak açıklanabilmesi için kullanılan “gözleme dayalı fizik” yöntemini geliştirmiştir. Bu yöntem, sonraki yüzyıllarda astronomi ve fizik alanlarında önemli bir rol oynamıştır. Galileo ayrıca, Güneş Sistemi’ndeki gezegenlerin ve Ay’ın yüzeylerini de keşfetmiştir. Bu keşifler, modern astronomi ve fiziğin temelini oluşturmuştur. Bunun yanı sıra, Galileo ayrıca, termometre ve teleskop gibi önemli araçları icat etmiştir. Galileo, daha birçok keşif ve buluşa imza atmıştır. Özellikle, yaptığı gezegenlerin hareketleri hakkındaki gözlemleriyle tanınır. Bu gözlemleri, Dünya’nın Güneş etrafında döndüğünü gösteren kanıtlar sağlamıştır ve bu buluş, eski Aristotelesçi görüşlerin reddedilmesine ciddi şekilde neden olmuştur.

Ayrıca, Galileo, Güneş Sistemi’ndeki gezegenlerin ve Ay’ın yüzeylerini keşfetmiştir. Galileo ve teleskopun hikayesi, astronomi, uzay teknolojilerin bilimsel bilgide ilerleme sağlamada oynadığı ana ve kilit rolün çok güçlü bir örneğidir.

Teleskop ile evreni anlama

Bu elde edilen ilerlemeler ile birlikte, teleskop evreni anlamamız ve kavramamız için bir keşif ötesi bir buluş olmuştur. Bu, kozmosun anlaşılması için merak duyan çağdaşı olan ve sonra gelecek olan tüm bilim insanı insanların gözlemlerini geliştirmeleri için lokomotif olacaktı. 17. Yüzyılın başlarında Galileo’dan sonra daha birçok yeni bilim insanı teleskoplarını alıp gökyüzüne doğrulttu. Galileo başarılı bir öncü olarak bu evreni anlama isteği için sonraki nesiller için iyi bir örnek olmuştur. Galileo, yaşadığı dönemde gözlemlerin önemini çağdaşlarından çok daha kolay anladı. Mesela Galileo’dan önce Güneş için mükemmel bir küre diye bir tabir kullanılırdı, pürüzsüz oldu ve sabit olduğu düşünülürdü. Galileo güneş üzerindeki lekeleri takip ederek, güneşin aslında döndüğünü ve pürüzsüz olmadığını ilk fark eden kişidir.

Ay ile ilgili olarak ta Ay’ın üzerinde kraterler olduğunu ve pürüzsüz olmadığını söyleyen ilk kişide yine o olmuştur. Galileo’nun ustaca çizilmiş (çocukken de resim çiziminde başarılı olduğunu hatırlayacaksınız) eskizlerinden oluşturulan Ay gravürleri, yayınlanan dergi vasıtasıyla okuyuculara Ay’a radikal olarak farklı bir bakış açısı sundu.

Galileo’nun Rönesans sanatındaki eğitimi ve chiaroscuro (açık ve koyu gölgelendirme tekniği) anlayışı nedeniyle, gördüğü gölgelerin aslında dağlar ve kraterler olduğunu çabucak anladı. Eskizlerinden yükseklikleri ve derinlikleri hakkında ölçmelerde bulunarak tahminler yaptı. Ancak teleskopun büyütme gücüyle orantılı olarak mümkün olan bu gözlemler, daha önce çok kez çeliştiği Aristotelesçi kuramın iddia ettiği yarı saydam mükemmel ve pürüzsüz küre ve yine Dante’nin “ebedi inci” olarak önerdiği görüşlerle çelişiyordu. Ay artık mükemmel bir göksel nesne değildi; şimdi açıkça birçok yönden Dünya’ya benzer özelliklere ve bir topolojiye* sahipti.

Ay’ın Dünya gibi bir topolojisi olduğu fikri, Ay’da dünyadakine benzer yaşamın olup olamayacağı fikrinin ortaya çıkmasına neden olmuştur.

Harriot gözlemleri

İngiliz astronom Thomas Harriot‘un (1560-1621), Galileo’dan bir ay önce, 1609 Temmuz’unda bir teleskopla Ay’ın ilk kaydedilen gözlemlerini yaptığı artık anlaşılıyor. Galileo’nunkinden daha ayrıntılı. Harriot önce Ay’ı gözlemledi ve yarattığı haritalar daha fazla bilgi içeriyordu, ancak çalışmalarını geniş bir şekilde dağıtmadı. Ancak, Starry Messenger’ın 500’den fazla kopyası basıldı ve satıldı, bu da Galileo’nun astronomideki mirasını sağlamlaştırdı.

Göklerin ilk teleskopik gözlemlerinden kısa bir süre sonra Galileo, gözlemlerini çizmeye başladı. Bulgularını ortaya çıkarmak istedi. Yıldızlar, ay, Jüpiter, güneş ve Venüs gezegeninin evreleri hakkındaki gözlemleri ve yorumları, kozmos anlayışımızı geliştirmede kritik öneme sahipti.

Din ile çelişmesi

Galileo, önceleri alaya alınacağından ve küçümseneceğinden korkarak bazı gözlemlerini diğer insanlara açıklamaya çekinmişti. Fakat zamanla teleskobuyla gördüklerinin heyecanına karşı koyamayarak buluşlarını kitlelerle dergiler aracılığıyla paylaştı. Bazı bilim insanları onun iddialarına karşı çıktı ve kısa süre içinde din adamları Galileo’nun itibarını sarsmaya başladı.

1616’da dönemin önde gelen ilahiyatçılarından Kardinal Bellarmine, Kopernik’in fikirleri aleyhinde Katolik Kilisesinin yeni çıkardığı kararı Galileo’ya bildirdi. Galileo’yu bu kararla uyumlu davranması için çok ciddi şekilde uyardı. Bunun sonucunda, Galileo sonraki yıllar boyunca dünyanın güneş etrafında döndüğü maalesef görüşünü açıkça dile getirmedi.

1623’te Galileo’nun arkadaşı olan Papa VIII. Urbanus göreve başladı. Böylece 1624 yılında Galileo papadan 1616 yılında çıkarılan kilise kararını feshetmesini istedi. Urbanus bunu yapmak yerine, Galileo’yu Kopernik ve Aristoteles’in birbiriyle çelişen teorilerini iki tarafı da desteklemeden açıklamaya teşvik etti.

Sonra Galileo İki Büyük Dünya Sistemi Hakkında Diyalog başlıklı bir kitap yazdı. Papa Galileo’dan tarafsız olmasını istemiş olsa da Galileo savunduğu Kopernik’in görüşlerini destekleyen bir kitap ortaya çıktı. Çok geçmeden Galileo’nun düşmanları bu kitabın papayı alaya aldığını iddia etmeye başladılar. Sapkınlıkla suçlanan ve işkenceyle tehdit edilen Galileo, maalesef Kopernik’in öğretilerini inkâr etmeye zorlandı. 1633’te Roma Engizisyonu onu ömür boyu ev hapsine mahkûm etti ve tüm eserlerini yasakladı. Galileo, 8 Ocak 1642’de Floransa yakınlarında bulunan Arcetri’de bulunan evinde hayata gözlerini yumdu.

İadeyi itibar

Kopernik gibi kendisi de Polonyalı olan Papa II. Jean Paul, Katolik Kilisesinin Galileo’yu mahkûm etmesinin yanlış bir karar olduğunu çok yıllar sonra kabul etti.

Yüzlerce yıl boyunca Galileo’nun bazı eserleri, Katoliklerce okunması sakıncalı kitaplar listesinde yer aldı. Fakat 1979’da kilise, Roma Engizisyonunun 300 yıl önce aldığı kararı tekrar gözden geçirdi. Sonunda 1992’de Papa II. Jean Paul, Katolik Kilisesinin Galileo’yu mahkûm etmesinin yanlış bir karar olduğunu kabul etti.

Bilime kazandırdıkları için Galileo’ya teşekkür ediyoruz.

*Topoloji, matematikte bir nesnenin geometrik yapısının korunduğu koşullar altında nasıl değişebileceğini inceleyen bir konudur. Örneğin, bir topoloji uzmanı, bir kumaşın işlenmesi sırasında nasıl deforme edilebileceğini ve bu deformasyonların nesneye nasıl bir etkisinin olacağını araştırabilir. Topoloji, geometri, kümeler teorisi ve sayı kuramı gibi matematik alanlarıyla ilişkilidir ve fizik, biyoloji ve bilgisayar bilimleri gibi diğer alanlarda da kullanılır.

@tarihlibilim

#teleskop #cosmos #galileo #lippershey #newton #telescop #jameswebb #space #kopernik #uzay #papa #tarihlibilim

Teleskop keşfediliyor.

Hoşunuza gidebilecek yazılar

6 comments

Görelilik Teorisi - Tarihli Bilim Ağustos 29, 2024 - 10:12 am

[…] geldi. Bu teorinin kökenlerini Galileo Galilei, 17. yüzyılda yaptığı gözlemlerle attı. Galileo, gök cisimlerinin hareketlerini inceleyerek, evrensel hareket yasalarını formüle etti. Isaac […]

Reply
Arşimet: Bilim Dünyasının Dehası - Tarihli Bilim Eylül 12, 2024 - 9:31 am

[…] Bu yöntem, birçok bilim insanını optik üzerine çalışmaya yönlendirdi. Rönesans döneminde Galileo Galilei, Arşimet’in optik ve mekanik çalışmalarından ilham alarak teleskop tasarımı ve optik […]

Reply
Usturlap: Denizcilikte Yıldızların Rehberliği - Tarihli Bilim Eylül 14, 2024 - 8:02 am

[…] Pusulanın Keşfi Roketle Posta Gönderme Küresel Konumlama Sistemi; GPS Titanik ve Titan Tarihe yön veren icatlar Galileo Galilei […]

Reply
Tarihe yön veren Bilim İnsanları - Tarihli Bilim Eylül 26, 2024 - 2:27 pm

[…] 1564- Galileo Galilei […]

Reply
Evangelista Torricelli - Tarihli Bilim Ekim 5, 2024 - 6:38 pm

[…] Torricelli’nin yeteneklerini fark etti. Kısa süre içinde Castelli, onu Galileo’ya tanıttı. Galileo, Torricelli’nin zekasını hemen fark etti. Torricelli bu tanışmayla birlikte yeni bir dünyaya […]

Reply
Termometre - Tarihli Bilim Kasım 3, 2024 - 8:15 pm

[…] termometre olarak tarif ettiğimiz cihazın belki de en ilkel ilk hali ünlü İtalyan fizikçi Galileo tarafından 1593 yılında icat ettiği, bir şeyin ne kadar sıcak veya soğuk olduğunu gösteren […]

Reply

Leave a Comment

ADN Bilişim Tarafından Tasarlandı

Reklam Engelleyici Fark Edildi

Lütfen reklam engelleyiciyi kapatınız