Teknoloji ile birlikte her ne kadar günümüzde Q veya F klavye ile çok fazla haşır neşir olsak ta bu klavyenin bir başka geçmişi olduğunu hatırlamak iyi olacaktır. Harflerin kâğıt üzerine mekanik bir makine yardımı ile basılması 300 yıl öncesine dayanan bir tarih barındırır. Dilerseniz bize bugünlerde klavye olarak görünen ama geçmişi farklı olan bu yazı makinelerinin ve tabi ki daktilonun tarihine bir yolculuk yapalım. Daktilonun Tarihi makalemiz başlıyor.
Yazı yazabilen makine
Yazının tarihi elbette yazı yazabilen makinelerin tarihinden çok daha eskidir, biz bugün günümüzde kullandığımız ve yerini şimdilerde daha çok klavyeye terk eden daktilo hakkında bahsetmek istiyoruz.
Daktiloya referans olacak ilk örnek belki 1714 yılında patenti alınan makineydi. Patent İngiliz Su İşleri Mühendisi Henry Mill isimli bir girişimciye verilmişti. Bu makine hakkında ne çok fazla bir bilgi mevcut, ne de doğruluğuna dair bir güvenilir bilgi.
Mill’in bu yazı makinesi hakkında mekanik bir alet yardımıyla kâğıda sıralı harfleri baskı yapabildiği iddia ediliyordu. Patent ile ilgili belgede “ne silinebiliyor ne de üzerinde gözden kaçacak sahtecilik yapılabiliyordu” diye yazıyordu. Böyle bir makine ile ilgili neden daha fazla bilginin olmaması tam bir muamma.
1808 yılına geldiğimizde İtalyan Pellegrino Turri tarafından görme engelli arkadaşı olan Carolina Fantoni da Fivizzano için yapılan makine günümüz daktilolarına daha çok fazla benziyordu. Ayrıca karbon kâğıt ta bu dönemde (1806) yine Turri tarafından icat edilmiştir.
Kör kontesin makinesi
Turri ile ilgili anlatılan bir başka hikâyede ise makine 1802 yılında İtalyan şair Labindo’nun yeğeni Fivizzano Agostino Fantoni tarafından kör kız kardeşine yardım etmek için icat edildiği ve Turri’nin ise sadece bu makineyi geliştirdiği ve karbon kağıdını icat ettiği şeklindedir. Bir önceki hikâyeye benzer şekilde bu daktilo hakkında da pek bilgiye ulaşılamamaktadır. İlginç bir şekilde Carey Wallace’ın 2010 tarihli The Blind Contessa’s New Machine (Kör Kontes’in Yeni Makinesi) adlı romanı, bu tarihlerde meydana gelen olayları kısaca anlatan bir kaynak niteliğindedir. Romanda herhangi bir ilişkiye atıfta bulunmayan hayatta kalan mektuplarda onları sevgili olarak gösteren yarı kurgusal bir hikâye olmasına rağmen, Turri ile Carolina’nın hikayelerine dayanan bir eser ve bizler için bir kaynak olmaktadır.
QWERTY
Biraz platonik bir aşkla yoğrulmuş bu keşif hikayesinden sonra işine aşık bir matbaacı olan Christopher Latham Sholes ve arkadaşları olan Carlos Glidden ile Samuel Soule’in 1838 yılında tasarladıkları makineden bahsetmek isteriz. Birlikte geliştirdikleri hantal cihazın geliştirilebileceğine inanan Sholes, arkadaşlarından patent haklarını satın almış ve her geçen gün geliştirici yeni eklemeler, düzenlemeler ile makineyi daha iyi hale getirmeye çalışmıştır, önceleri sol baştan alfabetik sıralama (ABCDE…) ile sıralanan harfler kağıda çarpan mekanik çubukların sürekli kağıdı sıkıştırması üzerine sık kullanılan harfleri tercih ettiği ve günümüze dek ulaşan o çok bilinen sıralamayı yapmıştır, klavyenin sol üst köşesinde yer alan 6 harf ile başlayan ve QWERTY olarak bilinen bu sistem bilgisayarlarda da kullanılan bir temel olmuştur.
Daktilonun bugün kullanılanlardan en önemli farkı satırı genişletmek mümkün değildi ve boşluk bırakmakta gerçekleşmiyordu. Telgraf basma tuşlarının bir araya getirildiği karbon kâğıda baskı yapan bu makina açıkça gelişmeye ihtiyaç duyuyordu. Bu müthiş başlayan bir hikâye isterdik ki güzel devam etsin. Daktilonun Tarihi bu olay ile bir dönüm noktası yaşadı diyebiliriz.
Ancak ilginç bir şekilde Sholes bir iş adamı değildi, aleti finansa edemeyerek ve bu sebeple haklarını bir tüfek imalatçısı olan Philo Remington’ a devretti.
O dönem geliştirilmiş olan bu ilk model beş binden fazla satmıştır. Gelişim süreci devam eden daktiloya küçük büyük harf özelliği, karakter tuşları bu dönemde dahil olmuştur. Artık ofis çalışanlarının eli ayağı olan daktilo iş yaşamının vazgeçilmezi olmayı başarmıştır. Elektrikle çalışan modelleri çıkmış, daktilo kullanan bayanlar ile dönemi adına bir fenomen olmayı başarmıştır. Daktilo ile yazılan ilk eser ise roman yazarı Mark Twain tarafından yazılmış olan, “Mississippi’de Yaşam” isimli kitaptır.
Teknolojinin değişimi, internetin yaygınlaşması ile yerini klavyelere bıraksa da QWERTY adeta bir miras gibi yaşamaya devam etmiştir.
Terminolojisi
Daktilo sözcüğü Fransızca Dactylographe “Parmakla yazma aleti” sözcüğünden türetilmiştir. Bu kelime ise Eski Yunanca dáktylos δάκτυλος “parmak” ve de Eski Yunanca graphē γραφη “yazı” kelimelerinden türetilmiş bir kelimedir.
Daktilonun Tarihi makalemizi beğendiğinizi umuyoruz.
@tarihlibilim
#tipograf #ChristopherLathamScholes #QWERTY #teknoloji #daktilo #bilim #MississippideYaşam #Science #History #tarih #invention #icat #tarihlibilim
https://www.tarihlibilim.com/post/bilgisayar/
https://www.tarihlibilim.com/post/tarihe-yon-veren-icatlar/
2 comments
[…] programlarını bilgisayara iletiyordu. Doug Ross, Flexowriter adlı elektrikle kontrol edilen daktilonun düşük maliyeti ve esnekliği nedeniyle bir klavye giriş aygıtı olarak işlev görebileceğini […]
[…] 1683- Henry Mill […]