Amerika neden İngilizce konuşuyor? Bu soruyu sizde sormuşsunuzdur. Bugün yine tarihe yolculuk yapıp bu soruya cevap bulacağız. Önce kıtanın keşfi ile başmaka doğru olacaktır.
Amerika’nın Keşfi ve İlk Yerleşimler
1492’de Kristof Kolomb, Batı’ya doğru yaptığı seferle Amerika kıtasına ulaştı. Tarihteki bu keşif, Avrupa’da büyük bir ilgi uyandırdı. Kolomb’un ardından İspanyollar, Amerika kıtasına hızlı bir şekilde koloniler kurarak bölgeyi sömürgeleştirmeye başladılar. 16. yüzyıl boyunca İspanyol İmparatorluğu, Orta ve Güney Amerika’da geniş topraklar ele geçirdi. Hernán Cortés, 1519’da Aztek İmparatorluğu’nu fethetti ve Francisco Pizarro, 1533’te İnka İmparatorluğu’nu çökertti. İspanyolların bu başarıları, diğer Avrupa güçlerinin de dikkatini Amerika’ya çekti.
Fransızlar, 16. yüzyılın ortalarından itibaren Kuzey Amerika’da koloniler kurarak ticari ilişkiler geliştirdiler. Samuel de Champlain, 1608’de Québec şehrini kurarak Fransız Kanada’nın temelini attı. Hollandalılar da bu yarışa katıldı. Hollandalılar 1624’te Yeni Amsterdam adını verdikleri bugünkü New York şehrini kurarak ticaret yollarını genişlettiler.
Ancak İngiltere, Amerika’da kalıcı yerleşimler kurmak için büyük adımlar attı. 1607’de Virginia’da Jamestown kolonisini kurarak Kuzey Amerika’daki ilk kalıcı İngiliz yerleşimini başlattı. Bu girişim, İngiltere’nin Amerika kıtasında güçlenmesinin başlangıcını oluşturdu. 1620’de, Pilgrimler olarak bilinen bir grup İngiliz Püriten, Plymouth’a ayak bastı. Yaptıkları bu yerleşim, Yeni İngiltere olarak bilinen bölgedeki İngiliz kolonizasyonunun simgesi haline geldi.
İngilizler, kısa sürede Amerika’nın doğu kıyısında yeni koloniler kurmaya devam ettiler. Maryland, Carolina ve Pennsylvania gibi koloniler, ticaret, tarım ve dini özgürlükler için cazip merkezler haline geldi. İngiltere, bu koloniler üzerinde ekonomik ve siyasi kontrolü sıkılaştırdı ve bölgedeki diğer Avrupa güçlerine karşı üstünlük sağladı. 17. yüzyılın sonlarına doğru, İngiliz kolonileri, diğer Avrupa devletlerinin Amerika’daki varlığını gölgede bırakarak kıtanın doğu kıyısında baskın güç oldu.
İngiliz Kolonicilerinin Etkisi
İngilizler, Amerika’nın doğu kıyısında kurdukları 13 koloni üzerinde hızla güç kazandılar. 17. yüzyılın sonlarına doğru, bu koloniler, ticaret, tarım ve nüfus açısından büyümeye başladılar. İngiltere, kolonilerle olan ticari ilişkilerini “Merkantilizm” politikasıyla sıkı bir şekilde kontrol etti. Bu politika, kolonilerin İngiltere’nin çıkarları doğrultusunda yönetilmesini sağladı. İngiliz hükümeti, kolonilerin zenginliğini arttırmak ve Avrupa’daki diğer rakip devletlere karşı üstünlük sağlamak için kolonilere yönelik yasalar çıkardı.
Bu dönemde, İngilizce hızla kolonilerde yaygınlaşan ve resmi işler için tercih edilen dil haline geldi. 1754-1763 yılları arasında İngiltere, Fransa ile Yedi Yıl Savaşları’na girdi. Bu savaş, Kuzey Amerika’daki Fransız egemenliğini sona erdirdi ve İngiltere, Quebec de dahil olmak üzere büyük Fransız topraklarını ele geçirdi. İngiliz hükümeti, fethettiği bu topraklarda İngilizce’yi yerleştirmeye başladı.
Koloniciler, İngiltere’nin merkezi yönetimini yansıtan bir dizi kurum ve yasa oluşturdular. İngiliz mahkemeleri, ticari ve hukuki anlaşmazlıkları çözmek için İngilizceyi temel aldı. Eğitim sisteminde de İngilizce, bilim ve sanat alanında kullanılan birincil dil olarak belirlendi. Yerleşimciler, bu dilin yayılmasını destekleyerek gelecek nesillere aktardılar. Özellikle 1765 yılında kabul edilen Damga Yasası, İngilizce belgeler ve resmi evraklar için geçerli hale getirildi. Bu yasanın ardından, İngilizce daha da yaygınlaştı ve ticaret, yönetim ve eğitim alanlarında baskın dil olarak kökleşti.
Bağımsızlık Savaşı öncesinde, 13 koloninin tamamı İngiltere’nin yasal ve kültürel mirasını benimsemişti. Bağımsızlık ilanından sonra bile, kolonilerin kurduğu yeni Amerika Birleşik Devletleri hükümeti, İngiliz dilini ve yasalarını temel aldı. Amerikan Anayasası, İngilizce olarak yazıldı ve tüm devlet işlerinde İngilizce kullanıldı.
Diğer Dillerin Etkisi ve Alternatifler
Amerika’da sadece İngilizler değil, Fransızlar, İspanyollar, ve Hollandalılar gibi farklı Avrupa milletlerinden de göçmenler bulunuyordu. Bu göçmenler kendi dillerini korumaya çalışsalar da, İngilizlerin siyasi ve askeri gücü diğer dillerin yayılmasını engelledi. Örneğin, Fransızca ve İspanyolca belirli bölgelerde konuşulsa da, Amerikan Devrimi’nden sonra kurulan ABD’de İngilizce hakim dil oldu. Başka diller de konuşulabilirdi, ancak İngiltere’nin kıtadaki üstünlüğü, İngilizce’nin yaygınlaşmasına yol açtı. Ayrıca şu soruyu belki sormuşsunuzdur. Neden yerlilerin dilleri kullanılmadı?
Yerlilerin Dilleri Kullanılamaz mıydı?
Amerika kıtasına Avrupalıların gelmesinden önce, yerli halklar yüzlerce farklı dil konuşuyordu. Kızılderili kabileleri, kendi bölgelerinde binlerce yıl boyunca bu dilleri geliştirdiler ve kültürel miraslarını bu dillerle aktardılar. Ancak 15. yüzyıldan itibaren başlayan Avrupa sömürgecilik hareketleri, yerli halkların yaşamlarını köklü bir şekilde değiştirdi. Avrupalıların Amerika’ya getirdiği hastalıklar, özellikle çiçek hastalığı, yerli nüfusun büyük kısmını yok etti. Bu kitlesel ölümler, yerli halkların dillerinin de hızla kaybolmasına neden oldu.
Sömürgeciler, sadece hastalık getirmediler, aynı zamanda yerli halklara karşı şiddet ve zulüm uyguladılar. 16. ve 17. yüzyıllarda, yerli kabileler, Avrupalıların askeri gücü karşısında büyük kayıplar verdiler. İspanyollar, Orta ve Güney Amerika’daki yerli uygarlıkları yok ederken, İngilizler ve Fransızlar da Kuzey Amerika’da yerli topraklarını ele geçirdiler. Savaşlar ve zorla yerinden edilmeler, yerli dillerinin kullanılmasını neredeyse imkânsız hale getirdi. Birçok yerli topluluk, Avrupalıların kültürel asimilasyon politikalarına direnemedi.
Okullarda zorlama
18. yüzyıl boyunca, yerli halklar Avrupalı sömürgeciler tarafından oluşturulan rezervasyonlara zorla yerleştirildi. Bu rezervasyonlarda, yerli dillerini konuşmak yasaklandı ve çocuklar, Avrupa tarzı eğitim veren okullara gönderildi. Bu okullarda, çocuklar kendi dillerinde konuşmalarını engelleyen sıkı kurallarla karşılaştılar ve İngilizce ya da İspanyolca konuşmaya zorlandılar. Amerikan hükümeti, bu asimilasyon politikalarını 19. ve 20. yüzyıllarda da sürdürdü. 1870’lerde açılan Amerikan Yatılı Kızılderili Okulları, yerli dillerinin yok edilmesinde önemli bir rol oynadı. Bu okullarda, çocuklar kendi dillerinde konuşmaya çalıştıklarında cezalandırıldı ve İngilizceyi öğrenmeye zorlandılar.
İngilizce, bu süreçte yerli dillerinin yerini aldı ve Amerika’da resmi dil olarak yerleşti. Eğitim sistemi, yerli dillerini dışladı ve yerli kültürel mirasının korunmasını zorlaştırdı. Bazı yerli topluluklar, kendi dillerini koruma çabalarını sürdürse de, bu dillerin çoğu sadece küçük topluluklarda konuşulmaya devam etti veya tamamen kayboldu. Avrupalıların kıtaya yerleşmesi, yerli dillerinin yaygınlaşmasını ve hayatta kalmasını engelledi.
Amerika’da İngilizce’nin hakim dil olmasının temel sebebi, İngilizlerin kıtada kurduğu koloniler ve onların etkisiyle şekillenen siyasi ve kültürel yapıdır. Diğer dillerin de konuşulma şansı vardı, ancak İngilizlerin gücü ve etkisi, İngilizce’nin kalıcı bir dil olmasına yol açtı. Yerlilerin dilleri ise sömürgecilik politikaları nedeniyle bastırıldı ve çoğunluğu kayboldu.
@tarihlibilim
2 comments