Perşembe, Kasım 21, 2024
Abone Formu
Home » Alan Turing: Bilimin ve Teknolojinin Öncüsü

Alan Turing: Bilimin ve Teknolojinin Öncüsü

Alan Turing: Bilimin ve Teknolojinin Öncüsü

by Serhat AGAYA
4 comments 525 gör

Alan Turing: Bilimin ve Teknolojinin Öncüsü olmayı başarmış dahi bir bilim insanıdır. Modern bilgisayar biliminin ve yapay zekanın temellerini atan İngiliz matematikçi, mantıkçı ve kriptolog olarak tarihe geçti. Turing, 20.yüzyılın en etkili bilim insanlarından biri olarak kabul edilir. İşte Turing’in hayatı ve kariyerine dair önemli tarihler, kişiler ve olayları derlemek istedik.

Alan Turing: Bilimin ve Teknolojinin Öncüsü

Erken Yaşam ve Eğitim (1912-1934)

Alan Turing, 23 Haziran 1912‘de Londra, İngiltere’de doğdu. Babası Julius Mathison Turing, Hindistan Sivil Hizmetinde çalışarak ailesine güvenli bir gelir sağladı. Annesi Ethel Sara Stoney, İrlandalı bir mühendis ailesinden gelerek Turing’in entelektüel gelişimine katkıda bulundu. Turing, çocukluğunda matematiğe ve bilime derin bir ilgi gösterdi. 1926’da Sherborne School‘a başlayarak bilim ve matematik alanlarında üstün başarılar sergiledi. Öğretmenleri ve arkadaşları, onun sıra dışı zekasını ve azmini fark etti.

1931‘de Cambridge Üniversitesine bağlı King’s College‘de matematik okumaya karar verdi. King’s College’de, Turing, önde gelen matematikçilerden G. H. Hardy‘nin derslerine katıldı ve matematiksel mantık üzerine derinlemesine çalışmalara başladı. 1934‘te mezun olduktan sonra, akademik başarıları ve araştırmalarıyla dikkat çekerek, 1935‘te sadece 22 yaşındayken King’s College’e üye olarak seçildi. Bu dönemde, Turing, matematikçi ve filozof Ludwig Wittgenstein ile mantık ve matematik üzerine tartışmalara katıldı, bu da onun düşünsel ufkunu genişletti.

1936‘da, “On Computable Numbers, with an Application to the Entscheidungsproblem” adlı makalesini yayımladı. Bu makalede, teorik hesaplama cihazları olan Turing makinelerini tanımladı. Turing, bu çalışmasıyla matematiksel mantık alanında devrim yarattı ve modern bilgisayar biliminin temellerini attı. Aynı yıl, Princeton Üniversitesi’ne giderek Alonzo Church ile çalıştı ve doktora derecesini tamamladı. Turing’in doktora tezi, hesaplanabilirlik teorisini daha da geliştirdi ve onun bilimsel kariyerini pekiştirdi.

Turing Makineleri ve Matematiksel Çalışmalar (1936-1939)

1936‘da Alan Turing, “On Computable Numbers, with an Application to the Entscheidungsproblem” adlı makalesini yayımladı ve bu makale, matematik dünyasında büyük bir etki yarattı. Bu çalışmasında, Turing, Turing makineleri adı verilen teorik hesaplama cihazlarını tanımlayarak, hesaplanabilirlik kavramını ortaya koydu. Bu makineler, modern bilgisayarların temelini oluşturdu ve algoritmaların sınırlarını belirlemekte devrim yarattı.

On Computable Numbers, with an Application to the Entscheidungsproblem

Turing, bu çalışmasıyla, matematikçi David Hilbert‘in Entscheidungsproblem (Karar Problemi) olarak bilinen problemini ele aldı. Hilbert, 1928’de tüm matematiksel problemler için genel bir karar prosedürü olup olmadığını sormuştu. Turing, Turing makineleri kullanarak, bazı problemlerin hesaplanabilir olmadığını gösterdi ve böylece Hilbert’in sorusuna olumsuz bir yanıt verdi.

Bu dönemde, Turing, matematiksel mantık ve teorik bilgisayar bilimi alanlarında çalışarak Alonzo Church ile Princeton Üniversitesi’nde iş birliği yaptı. 1936‘da Princeton’a giden Turing, Church’ün lambda hesapları üzerine çalıştı ve ortak çalışmalarında, Church-Turing tezi olarak bilinen önemli bir teoriyi geliştirdiler. Bu tez, hesaplanabilir fonksiyonların hem Turing makineleri hem de lambda hesapları ile tanımlanabileceğini öne sürer.

1938’de Turing, doktorasını tamamladı ve “Systems of Logic Based on Ordinals” adlı teziyle mantık ve hesaplanabilirlik teorisine önemli katkılarda bulundu. Bu tezde, Turing, ordinals (sıra sayıları) kullanarak, belirli problemlerin çözümlerinin nasıl genelleştirilebileceğini araştırdı. Bu çalışmalar, Turing’in matematiksel mantık ve bilgisayar bilimi üzerindeki etkisini pekiştirdi ve onun gelecekteki başarılarının temelini oluşturdu.

II. Dünya Savaşı ve Bletchley Park (1939-1945)

1939‘da II. Dünya Savaşı başladığında, Alan Turing, İngiliz hükümeti tarafından kriptanaliz çalışmaları için Bletchley Park’a davet edildi. Bletchley Park‘ta, İngiliz istihbaratının en parlak zihinleriyle birlikte çalıştı. Turing, burada Nazi Almanyası’nın Enigma şifreleme makinesini kırma görevini üstlendi. Enigma, her gün değişen karmaşık şifreleme yöntemleri nedeniyle müttefiklerin büyük bir engeli haline gelmişti.

Alan Turing: Bilimin ve Teknolojinin Öncüsü – ENİGMA

Turing, 1940 yılında Bombe adı verilen elektromekanik bir cihaz geliştirdi. Bombe, Enigma şifrelerini çözmek için gerekli olan olası anahtar kombinasyonlarını sistematik olarak denedi. Turing’in cihazı, Enigma şifrelerinin kırılmasında kilit rol oynadı ve bu, müttefiklerin Alman askeri iletişimlerini çözmesine olanak tanıdı. Turing’in çalışmaları, Atlantik Savaşı’nda ve Normandiya Çıkarması’nda müttefiklere stratejik avantaj sağladı.

Bu dönemde, Turing, Dilly Knox ve Gordon Welchman gibi önde gelen kriptanalistlerle birlikte çalıştı. 1941‘de, Turing’in çalışmaları, Alman denizaltılarının konumlarını belirlemekte önemli başarılar elde etti. 1942‘de Turing, Hut 8‘in başına geçti ve burada Alman Deniz Kuvvetleri şifrelerini kırma çabalarına liderlik etti.

Turing, aynı zamanda güvenli iletişim sistemleri üzerine de çalışmalar yaptı. Secure voice communication (güvenli sesli iletişim) üzerinde çalışarak Delilah adlı bir şifreleme cihazı geliştirdi. Bu cihaz, savaş sonrası dönemde de kriptografi alanında önemli bir adım olarak kabul edildi.

1945‘te savaş sona erdiğinde, Turing’in Bletchley Park’taki çalışmaları gizli kalmış olsa da onun savaşın seyrini değiştiren katkıları içtenlikle takdir edildi. Turing, savaş süresince gösterdiği olağanüstü başarılar nedeniyle OBE (Order of the British Empire) ile ödüllendirildi.

Savaştan Sonra ve Bilgisayar Biliminin Doğuşu (1945-1950)

II. Dünya Savaşı sona erdiğinde, Alan Turing, Manchester Üniversitesi’nde çalışmaya başladı. 1945’te, İngiltere’nin ilk elektronik bilgisayarı olan Automatic Computing Engine (ACE) projesinin başına geçti. Turing, bu projede, modern bilgisayarların temelini oluşturan birçok yenilikçi kavram geliştirdi. ACE, yüksek hızda hesaplama yapabilen bir makine olarak, bilimsel ve mühendislik alanlarında devrim yarattı.

Turing, ACE projesinde çalışırken, Cambridge Üniversitesi‘nden Maurice Wilkes gibi öncü bilgisayar bilimcileriyle iş birliği yaptı. Wilkes, Turing’in çalışmasından ilham alarak, kendi bilgisayarı EDSAC‘ı geliştirdi. Turing, ayrıca John von Neumann ile de etkileşimde bulunarak, von Neumann mimarisi olarak bilinen bilgisayar yapılandırması hakkında fikir alışverişinde bulundu.

1947‘de Turing, Manchester Üniversitesi’nde Matematik Bölümü’ne katılarak burada yeni kurulan bilgisayar laboratuvarında çalışmalarını sürdürdü. Manchester Mark I bilgisayarının geliştirilmesinde önemli bir rol oynadı. Turing, bu bilgisayarın yazılımını ve donanımını tasarlayarak, o dönemin en gelişmiş bilgisayar sistemlerinden birini oluşturdu.

1950‘de, Turing, “Computing Machinery and Intelligence” adlı makalesini yayımladı. Bu makale, yapay zekâ alanında çığır açtı. Turing, bu makalede, bir makinenin düşünme yeteneğini ölçmeyi amaçlayan ve Turing Testi olarak bilinen testi tanımladı. Turing Testi, bir makinenin insan seviyesinde zeka sergileyip sergilemediğini belirlemeye yönelik bir yöntem olarak kabul edildi. Turing’in bu çalışması, yapay zekâ ve bilişsel bilimlerin temel taşlarından biri haline geldi.

Turing, bu dönemde Norbert Wiener ve Claude Shannon gibi öncü bilim insanlarıyla da temas kurdu. Wiener’in sibernetik teorisi ve Shannon’un bilgi teorisi, Turing’in düşüncelerini ve çalışmalarını derinlemesine etkiledi. Turing, bu teorilerden ilham alarak, bilgisayarların karmaşık problemlere çözüm bulma kapasitesini daha da ileriye taşıdı.

Turing’in 1945-1950 yılları arasındaki çalışmaları, modern bilgisayar biliminin doğuşuna ve yapay zekanın temellerinin atılmasına büyük katkı sağladı. Onun vizyonu ve yenilikçi düşünceleri, bugün kullandığımız bilgisayar sistemlerinin ve yapay zeka teknolojilerinin temelini oluşturdu.

Son Yıllar ve Mirası (1950-1954)

Turing, 1952’de eşcinsel olduğu gerekçesiyle Britanya yasaları çerçevesinde mahkûm edildi. Bu, Turing’in kariyerine büyük darbe vurdu. Kimyasal hadım edilme cezasına çarptırıldı ve akademik çevrelerden dışlandı. 7 Haziran 1954’te, Turing Manchester’daki evinde siyanür zehirlenmesi sonucu hayatını kaybetti. Ölümü, geniş çapta intihar olarak kabul edildi.

Alan Turing’in çalışmaları, bilgisayar biliminin ve yapay zekanın temellerini oluşturdu. Günümüzde, Turing’in katkıları sayesinde teknoloji ve bilimde büyük ilerlemeler kaydedildi. Turing’in mirası, onun matematik, bilgisayar bilimi ve kriptografi alanındaki öncü çalışmalarında yaşamakta ve her yıl onun adına düzenlenen Turing Ödülü ile anılmaktadır.

Alan Turing: Bilimin ve Teknolojinin Öncüsü burada bitiyor. Beğendiğinizi umuyoruz. 🙂

@tarihlibilim

Hoşunuza gidebilecek yazılar

4 comments

Matematiğin tarihi - Tarihli Bilim Eylül 6, 2024 - 7:49 am

[…] Alan Turing, bilgisayar biliminin temellerini atar ve modern bilgisayarların teorik temelini oluşturur. John […]

Reply
Bilgisayar - Tarihli Bilim Eylül 14, 2024 - 12:09 pm

[…] Haziran’da London Times, matematikçi Alan Turing‘den alıntı yapıyor. “Onun (makinenin) normalde insan zekasının kapsadığı alanların […]

Reply
Yapay Zekâ: Geleceğin Yolculuğu - Tarihli Bilim Ekim 25, 2024 - 7:44 pm

[…] sınırlı olsa da bu süreçte insanlar ve makineler arasındaki etkileşim giderek derinleşti. Alan Turing‘in 1950‘de “Bilgisayarlarla Düşünme” adlı makalesi, yapay zekânın teorik temellerini […]

Reply
Makineler Düşünebilir mi? - Tarihli Bilim Kasım 6, 2024 - 3:53 pm

[…] dönemde, ünlü matematikçi ve bilgisayar biliminin öncüsü olan Alan Turing, “Turing Testi” adıyla bilinen bir test geliştirerek, makinelerin insan gibi düşünebilme […]

Reply

Leave a Comment

ADN Bilişim Tarafından Tasarlandı

Reklam Engelleyici Fark Edildi

Lütfen reklam engelleyiciyi kapatınız